Davacı, davalıların gelinleri ve torunu olduğunu sağlığında miras taksimi amacıyla satış işlemini gerçekleştirdiğini dava konusu taşınmaz dışında pek çok taşınmazda da aynı usulle hareket ettiğini, ancak ölünceye kadar intifa hakkını kendi uhtesinde tuttuğunu, dava konusu taşınmazda eksik işlem sonucu intifa şerhinin tapuda yer almadığını belirtmiş ise de; davacının satışa esas teşkil eden akit tablosunda taşınmazdaki intifa hakkının saklı tutulduğu yönünde beyanı bulunmadığından bu hususun aksinin de aynı nitelikteki resmi senetle ispat edilebileceği anlaşıldığından davanın davayı kabul etmeyen davalı yönünden ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın davayı kabul etmeyen davalıya ait pay yönünden reddedilmesi gerektiği- Tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği; temyiz yoluyla incelenmesi mümkün olan bir hususun yeniden yargılama yapılarak tavzih adı altında düzeltilemeyeceğinden; yargılama harç ve giderlerinin tavzih yoluyla düzeltilmesi talebinin reddedilmesi gerektiği- Davalılar, davayı kabul dilekçesiyle kabul ettiklerinden; kabulün zamanına göre yargılama harç ve giderlerinin belirlemesi gerektiği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilmelerinin mümkün olduğu, birleştirme kararı sonrasında her dava bağımsız karakterini koruduğu ve davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu olmadığından, yalnızca birleşen davaların tahkikat aşaması birlikte yapılarak her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği, bu itibarla, mahkemece davaların birbirinden bağımsız olması anlamına gelen ''davaların bağımsızlığı prensibi'' uyarınca asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılıp, hüküm kurmak gerekirken, tek bir hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Tarafların kusur durumunun belirlenmesi için İTÜ öğretim üyeleri veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle davacıya SGK tarafından peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığı, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda bir araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık; davalı elektrik dağıtım şirketinin talebi ile aynı bölgedeki pek çok taşınmaz üzerinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 31/b maddesi çerçevesinde şerh oluşturulduğu anlaşılan olayda her bir malikin taşınmazları üzerindeki şerhin kaldırılmasını ayrı ayrı açılan davalar ile talep etmesinin AAÜT’nin 22 nci maddesi anlamında seri dava olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır..
Yeni malikin esaslı tamir ve tadilat nedeniyle kira akdinin feshi ve kiralananın tahliyesi istemi-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil isteği-
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Takibe konu edilen alacağın likit nitelikte olduğu gözetilmeden, mahkemece, icra inkar tazminatının yanılgılı gerekçelerle reddinin bozmayı gerektireceği-
Çekişmeli yargıda duruşma ve taraf teşkili yapılmadan karar verilmemesi yönündeki genel kuralın istisnasının HUMK. m.7’de açıklandığı, burada mahkemenin önüne gelen davada açıkca kendisinin görevli olmadığı anlaşılıyorsa, duruşma yapılmadan görevsizlik kararı verebileceği, somut olayda; böyle bir durum da söz konusu olmadığından, mahkemenin davalı idareye yasaca tanınan 30 günlük cevap süresini beklemesi gerekeceği, eğer tayin edilen duruşma gününden önceki bir tarihte duruşma yapılabilmesi için her iki tarafın birlikte başvurup bir tarih belirlemesi ve hakimin de bunu uygun görmesi gerekeceği, bu koşul oluşmadan yanlardan birinin başvurusu ile diğer yanın Anayasal savunma hakkını kullanmasına imkan vermeden yargılama yapılmasının usule ve yasaya aykırı olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.