Mirasçılardan bir kısmı ve miras bırakan adi yazılı belgede yer almadığı gibi belgenin düzenlendiği tarihte miras bırakanın sağ olması sebebiyle de belgenin TMK'nın 677-678. maddelerine göre miras payının devri niteliğinde olmayıp hukuki sonuç doğuramayacağı gibi henüz kazanılmamış bir haktan vazgeçilmesi de mümkün olmadığından davanın reddi gerekeceği-
Dava konusu alacak likit olup, davacı yararına İİK’ nun 67/2 maddesi uyarınca tazminata hükmedilmek gerekirken, bu konudaki talebin reddi doğru görülmemiştir. Diğer yandan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararı uyarınca hükmedilecek vekâlet ücreti asıl alacağı geçemeyeceği dikkate alınarak, red edilen kısım göz önüne alınarak vekâlet ücretine hükmetmek gerekeceği-
Hile hukuksal nedenine dayalı davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- HMK. mad. 178 uyarınca, davalının zarar ve ziyanının karşılanması bakımından, mahkeme veznesine depo edilen bedel bakımından mahkemece hüküm kurulmamış olmasının bozma sebebi olduğu-
Tazminat davası-
Davacı avukatın, şufa davası nedeniyle tamamlanan harç da gözetilerek dava değeri üzerinden taleple bağlı kalınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek ücrete hak kazandığının kabul edilmesi gerektiği- Şufa davasının dava değeri belirlenerek gerekli görülürse konusunda uzman bir bilirkişiden bilirkişi raporu da alınarak bir karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemi-
Kişilik haklarına saldırının koşul ve kapsamının, M.Y.nın 24. maddesinde belirtildiği, Borçlar Yasasının 49. maddesinde ise saldırının varlığı halinde yaptırımının düzenleme altına alındığı, her iki maddenin temel öğesinin hukuka aykırılık olduğu, eylemin hukuka aykırılığının varlığı için öze ve biçime ilişkin koşulların irdelenmesinin gerekeceği, öze ilişkin koşulların; gerçeklik, güncellik ve kamu yararı olduğu, kamu yararı öğesinin, toplumsal ilgi olarak da tanımlanabileceği, biçime ilişkin koşulun ise, anlatımda ve konunun sergilenişindeki ölçülülük olduğu, davalı aleyhine tanıklık eden kişiler ile davalı arasında çeşitli idari, hukuki ve cezai davaların bulunması nedeni ile husumet olduğu, bu durumda bu tanık beyanlarına dayalı olarak hüküm kurmanın mümkün olmadığı-
Üçüncü kişi, vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasında yetkili icra müdürlüğünde yapılmış bir takip bulunmadığından, davanın ön şart yokluğundan reddi halinde, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince davalı yararına vekâlet ücreti takdiri gerekeceği-
Dava konusu el yazılı vasiyetnameye muris tarafından "Bu vasiyetim eşimin evlenmemesi şartı ile geçerlidir" şeklinde bir şart konulduğu, muris tarafından vasiyetnameye konulan bu şart, bir kişinin en temel haklarından olan evlenme hakkına bir sınır getirmesi nedeni ile, hukuka aykırı şart kapsamında olduğundan yapılan vasiyetnamenin geçerliliğini yitirdiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.