Davalı borçlunun tasarrufun iptali davası sırasında vefat etmesi halinde, mahkemece davacı vekilinden adı geçen davalının veraset ilamı istenerek mirasçılara tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için bozma ilamında işaret edilen hususlarla ilgili ve bozmaya eylemli uyulması anlamına gelebilecek nitelikte başkaca hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan dosyadaki mevcut belgelere göre ilk kararın aynen oluşturulmasının gerekeceği-
6183 s. K. mad. 24 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında Hazine için aciz vesikası ibraz etme zorunluluğu bulunmasa da, mevcut malların borca yetersizliğinin anlaşılması gerektiği- Davalı borçlu adına kayıtlı 3 adet taşınmaza davacı idare tarafından vergi borçları nedeniyle haciz konulmuşsa da; bu taşınmazlar üzerinde ipotekler ve başka borçlardan dolayı konulan hacizler bulunduğu görülmekle birlikte davacının alacağını karşılamayacağı ve davalı borçlunun aciz hali sabit olduğuna göre mahkemenin "borçlunun aciz halinin ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğu- Davalı borçlu ile 3. kişi konumundaki diğer davalı olduğundan, 6183 s. K. mad. 28/1 uyarınca, yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde sayılacağı ve iptale tabi olduğu, bu durumda davalıların iyi niyetli olup olmadıklarının önem arz etmediği-
Davacı, davasını bedele dönüştürmüş olduğundan, takip dosyasındaki alacak miktarının tahsili amacıyla ve uygun görülecek teminat karşılığı davalı üçüncü kişinin menkul ve gayrimenkulleri ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına İİK. mad. 281/2 gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yalnızca UYAP'tan sorgulanarak tespit edilen tapu kaydına ihtiyati haciz konulmasına, diğer mallarına haciz konulması talebinin reddine şeklindeki hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davacı birden fazla takip dosyası yönünden tasarrufun iptalini talep ettiğinden mahkemece, dava konusu takip dosyalarının tümü getirtilerek takibin kesinleşmesi, borçlunun aciz halinin var olup olmadığı irdelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 143. maddesine göre alacaklı, cebri icrayı kesintisiz sürdürme iradesini göstererek, borçlunun haczi kabil hiçbir malı bulunmadığının tespiti ile bu halin kesin aciz vesikası ile belirlenmesi halinde, borçluya karşı aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmesiyle borcun zamanaşımına uğrayacağı, ancak aynı Yasa'nın 105. maddesine göre düzenlenen geçici aciz belgesinin ise sadece alacaklıya tasarrufun iptali davası açma hakkı vereceği, bu belge ile zamanaşımının kesilmeyeceği-
Ticari araç devrinin İİK. mad. 280/3-son gereğince iptale tabi olduğu; 2918 s. KTK. mad. 20/d gereğince harici araç satışlarının geçerli olmadığı- Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak, düşük olan değer üzerinden hesaplanacağı-
Tasarruf tarihi ile haciz tutanağının düzenlendiği tarih arasında, iki yıllık sürenin geçmiş olması halinde tasarrufun iptaline karar verilemeyeceği- İvazsız tasarrufların butlanına ilişkin İİK'nın 278. maddesi uyarınca iptal kararı verilebilmesi için dava konusu tasarruf ile haciz veya aciz vesikasının düzenlendiği tarih arasında en fazla iki yıllık sürenin geçmiş olması gerektiği, somut olayda dava konusu tasarrufun 20.02.2014 tarihinde yapıldığı, aciz vesikası niteliğindeki haciz tutanağının düzenlenme tarihinin ise 19.09.2017 olduğu, bu nedenle ivazlar arasında fahiş fark olsa dahi iki yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun (İİK 278. maddesinde sayılan sebeplerle) iptaline karar verilmesinin mümkün olmadığı-
Takip dosyası kapsamından davalının malvarlığına ilişkin banka, trafik, tapu, SGK'ya yazılan müzekkere cevaplarına borçlunun malının bulunmadığı şeklinde cevap verildiği, sözleşme adresinde ve dilekçe adresindeki haciz tutanaklarından borçluya ait haczi kabil mal bulunmadığı anlaşıldığından özellikle haciz tutanağının İİK'nun 105.maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek diğer dava koşulları yönünden dosyanın incelenmesi, ön koşulların varlığı halinde dava konusu tasarrufun İİK'nun 278, 279, 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davanın, davacıyı alacağından yoksun bırakmak amacıyla yapılan muvazaalı taşınmaz satışının iptali istemine ilişkin olduğu, davacının bu davadaki amacının, alacağını alabilmeye yönelik olarak danışıklı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğuracağından danışıklı işlemin kanıtlanması halinde İİK'nun 283/2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının alacağını alabilmesi için dava konusu tasarrufun davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptali ile haciz ve satış yetkisi verilmesi yönünden hüküm kurulmasının gerekli olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.