Eldeki dava bedele dönüşmekle birlikte dava konusu takip dosyası kesinleşmediğinden, borçlu aleyhine açılan itirazın iptali davası derdest olduğundan ve İİK'nun 281/2 maddesi kapsamında dava şartları yönünden yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmediğinden davalı 3. kişinin malvarlığı üzerine konulması istenen ihtiyati haciz talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İhtiyati hacze itiraz eden, alacaklıyı tanımadığını, bir ticari münasebetinin de bulunmadığını, ayrıca konuyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiş olup, ancak itirazın İİK.nun 265.maddesinin kapsamında bulunmaması nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İİK.’nun 50. Maddesinin göndermesi ile HUMK.’nun 12. Maddesi gereğince ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davasının, haciz kararını veren mahkemede de açılabileceği-
İhtiyati haciz kararının verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşul bulunmadığı, davacının Hindistan uyruklu bir şirket olup, Türkiye ile Hindistan arasında "teminattan muafiyeti" öngören iki taraflı adli yardım sözleşmesinin akdedilmiş olduğu-
Davanın dayanağı İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2016/... (E) ve 2015/... (E) sayılı takip dosyalarının içeriğine, tüm dosya kapsamına göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine, bu tür geçici hukuki korumalara ilişkin kararların nitelikleri ve öngörülen amaç itibarıyla dosya üzerinden ve taraflarca sunulan tüm deliller sunulmaksızın verilmesinin kanunun amacına aykırı olmamasına, İİK'nın 281/2'nci maddesi gereğince teminatın lüzum ve miktarının takdirinin mahkemesine ait olduğu gibi taşınmazların değerinin saptanması durumunda teminatın miktarına ilişkin her zaman karar verilebileceğine, ihtiyati haciz kararının dava dilekçesinde gösterilen ve harçlandırılan miktarla sınırlı olarak verilmesine göre; verilen kararda, dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Muvazaa nedeniyle iptal ile tasarrufun iptaline ilişkin davalarda geçici hukuki koruma yolu olarak sadece ihtiyati haciz talep edilebileceği- Dava konusu taşınmazların mal kaçırma kastı ile borçlu tarafından arkadaşlarına satıldığı iddiasıyla açılan davada, tasarruf tarihlerinin üzerinden dava tarihine kadar 5 yıl geçmişse de, davada muvazaa hukuksal nedenine de dayanıldığı ve bu nedenle açılan iptal davalarının süreye bağlanmadığı, dosyanın bulunduğu aşama, mevcut ve sunulan yazı, belge ve bilgilere, tapu kayıtlarına, kredi sözleşmesine göre davacı alacağının iptale konu tasarruflardan önce doğmuş olduğu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak ispatlanması gerekmediği, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği, davacının dava açmakta haklı olup olmadığının ve istinaf yoluna başvuran davalıların iyiniyetli olup olmadığının ispatının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların ispatlanmasının beklenemeyeceği, mahkemece dava değeri üzerinden teminat alınmasına mukabil dava değeri ile sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olması durumları hep değerlendirildiğinde; ihtiyati haciz kararına yapılan itirazların reddi gerektiği-
"İhtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılması"na, icra takibinden önce -ihtiyati haciz kararını vermiş olan- mahkeme, icra takibinden sonra ise -asıl takibin yapıldığı yerdeki- icra mahkemesi tarafından karar verilebileceği–
Yetki kaydı gereği sözleşme uyarınca, kayıtta belirtilen mahkemenin yetkili olduğu, ihtiyati hacze yapılan yetki itirazının yerinde olduğu gözetilmeden, yetki itirazının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Protokol uyarınca alacaklıya verilmiş olan bonoya dayanılarak mahkemece ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.