İhtiyati haciz kararının verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşul bulunmadığı, davacının Hindistan uyruklu bir şirket olup, Türkiye ile Hindistan arasında "teminattan muafiyeti" öngören iki taraflı adli yardım sözleşmesinin akdedilmiş olduğu-
Davanın dayanağı İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2016/... (E) ve 2015/... (E) sayılı takip dosyalarının içeriğine, tüm dosya kapsamına göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine, bu tür geçici hukuki korumalara ilişkin kararların nitelikleri ve öngörülen amaç itibarıyla dosya üzerinden ve taraflarca sunulan tüm deliller sunulmaksızın verilmesinin kanunun amacına aykırı olmamasına,  İİK'nın 281/2'nci maddesi gereğince teminatın lüzum ve miktarının takdirinin mahkemesine ait olduğu gibi taşınmazların değerinin saptanması durumunda teminatın miktarına ilişkin her zaman karar verilebileceğine, ihtiyati haciz kararının dava dilekçesinde gösterilen ve harçlandırılan miktarla sınırlı olarak verilmesine göre; verilen kararda, dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Muvazaa nedeniyle iptal ile tasarrufun iptaline ilişkin davalarda geçici hukuki koruma yolu olarak sadece ihtiyati haciz talep edilebileceği- Dava konusu taşınmazların mal kaçırma kastı ile borçlu tarafından arkadaşlarına satıldığı iddiasıyla açılan davada, tasarruf tarihlerinin üzerinden dava tarihine kadar 5 yıl geçmişse de, davada muvazaa hukuksal nedenine de dayanıldığı ve bu nedenle açılan iptal davalarının süreye bağlanmadığı, dosyanın bulunduğu aşama, mevcut ve sunulan yazı, belge ve bilgilere, tapu kayıtlarına, kredi sözleşmesine göre davacı alacağının iptale konu tasarruflardan önce doğmuş olduğu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak ispatlanması gerekmediği, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği, davacının dava açmakta haklı olup olmadığının ve istinaf yoluna başvuran davalıların iyiniyetli olup olmadığının ispatının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların ispatlanmasının beklenemeyeceği, mahkemece dava değeri üzerinden teminat alınmasına mukabil dava değeri ile sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olması durumları hep değerlendirildiğinde; ihtiyati haciz kararına yapılan itirazların reddi gerektiği-
"İhtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılması"na, icra takibinden önce -ihtiyati haciz kararını vermiş olan- mahkeme, icra takibinden sonra ise -asıl takibin yapıldığı yerdeki- icra mahkemesi tarafından karar verilebileceği–
Yetki kaydı gereği sözleşme uyarınca, kayıtta belirtilen mahkemenin yetkili olduğu, ihtiyati hacze yapılan yetki itirazının yerinde olduğu gözetilmeden, yetki itirazının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Protokol uyarınca alacaklıya verilmiş olan bonoya dayanılarak mahkemece ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği–
İhtiyati hacze itiraz eden vekili, "bononun müvekkili tarafından miktarı yazılıp imza atıldıktan sonra teslim edildiğini, ancak boş kısımların anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, müvekkilinin sadece 12.000 TL borcu olup, kalan kısımdan dolayı borcunun bulunmadığını, ayrıca alacağın rehinle de temin edildiğini, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılarak mükerrer tahsilata neden olunacağını" belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiği fakat bu itirazların İİK'nun 265.maddesi kapsamında olmadığı-
İhtiyati haciz kararına karşı itirazı düzenleyen İİK'nın 265. maddesinde,  mahkemenin yetkisinin itiraz edilebilecek nedenler arasında sayıldığı, yine aynı maddede borçlunun, ihtiyati haciz kararına huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği düzenlenmiş olup, dosyada yapılan incelemede haciz tutanağının borçlulara tebliğine ilişkin bir tebligat parçası olmadığı gibi bu yönde bir iddianın da bulunmamasına   göre talep eden vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazın süresinde yapılmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde olmadığı gibi borçluların ikametgahı ve kazanın meydana geldiği yer itibariyle ihtiyati haciz talebinde bulunulan İzmir Mahkemelerinin yetkili olmadığı da anlaşıldığından mahkemece bu gerekçeye dayanan itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı-
İpoteğin asıl borçlunun borcunu teminen tesis edildiğinin anlaşılması halinde müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.