Tenfiz kararı, kesinleşmeden infaz edilemez ise de bu karar dayanarak ihtiyati haciz istenmesine yasal bir engel bulunmadığı–
İhtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği- İflas erteleme davasında verilen takiplerin durdurulması kararı, icra takip işlemi sayılmayan ihtiyati haczi kapsamadığı gibi mahkemenin ara kararıyla verdiği ihtiyati tedbir kararının borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği ancak haczedilen malların muhafaza altına alınamayacağından; mahkemece, borçluların şikayetinin reddedilmesi gerektiği-
Borçlunun icraya itirazı, alacaklı vekiline tebliğ edilmediği için itirazın iptali davasını açmak için gereken 7 günlük hak düşürücü sürenin başlamamış olduğu-
Borçluların itirazının alacaklıya tebliğ edilmeden itirazın iptali davasının açılmasının, ihtiyati haciz kararının icrasını engellememesi gerekeceği-
Talep, 281/2. maddesi uyarınca açılması muhtemel tasarrufun iptali davasından önce bu davaya esas olmak üzere istenilen ihtiyati haciz istemine ilişkin olup yerel mahkemece ihtiyati haciz ve tedbir istemi reddedilmiş, redde yönelik olarak ise talep eden vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuş olduğu- Somut olayda davacının ihtiyati haciz istemi İİK'nun 281/2 maddesine dayalı olup, davacının ihtiyati haciz konulması istemi yerel mahkemece "...İİK'nin 281/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz açılmış ve devam eden bir dava sırasında talep edilebilecek geçici hukuki koruma tedbiri olup dava açılmadan bu madde uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün bulunmamaktadır. " gerekçesi ile reddedilmiş ise de; tasarrufun iptali davası öncesinde ihtiyati haciz istemini yasaklayan bir hüküm bulunmadığı-
İİK.nun 264/2. maddesinde yer verilen "mahkemede dava açılması" hususunun, takibe itiraz üzerine alacaklı tarafından IIK.nun 67. maddesi gereğince açılacak itirazın iptali davasını ifade ettiği, bu davanın '7 günlük' süre içerisinde açılması gerekeceği-
İİK'in 281/2. maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesi yer almakta olup, buna göre ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiş olduğu- Tasarrufun iptali davalarının amacı alacaklıların para alacaklarına kavuşmalarını sağlamakta olduğu; davanın konusunun tasarruflara konu taşınır ya da taşınmazlar olmadığı; bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmediği, bu taşınır ya da taşınmazların cebri icrayla satılması ve alacaklıların alacaklarına kavuşmasının hedeflendiği, yani bu davaların konusunun da para alacakları olduğu; bundan dolayıdır ki İİK'nın 281. maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüş olduğu, buna göre mahkemece alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği, ihtiyati haciz talebinin kabulü için tüm dava şartlarının gerçekleşmesine gerek bulunmadığı zira bunu beklemenin dava ile elde edilecek sonuçların gerçekleşmesine engel teşkil ettiği, İİK'nın 257 ve izleyen maddelerindeki genel ihtiyati haciz kurallarından farklı olarak burada teminat alınmasının da zorunlu olmadığı, teminat alınıp alınmayacağını da mahkemenin takdir edeceği, davanın bedele dönüşmesi halinde teminat karşılığı davalı 3. kişinin malvarlığıyla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebileceği; teminatın lüzum ve miktarının mahkemece tayin ve takdir olunacağı-
Yabancı mahkeme kararının temyizine ilişkin karara dayanarak, alacaklı tarafından ihtiyati haciz istenmiş, verilen ihtiyati haciz kararı, borçluların itirazı üzerine kaldırıldığından, tenfiz kararı kesinleşmeden infaz edilemez ise de, bu karara dayanarak ihtiyati haciz istenmesine yasal bir engel bulunmadığından, ihtiyati haczi tamamlayan merasimin gerçekleşip gerçekleşmediği, sonraki bir aşama olup, hükme gerekçe yapılamayacağı-
İhtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, farklı hukuki sonuçlar doğuracağı; bu nedenle ihtiyati haciz kararının, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ve HUMK'nun 101 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri, ancak daha etkili bir tedbir işlemi olduğundan bir takip muamelesi sayılamayacağı-
Temyize konu mahkeme kararında, yalnızca "şikayetin kabulüne" denilmekle yetinilmiş olup; şikayet nedenleri ve sonuçları hakkında anlaşılabilir nitelikte, tereddütsüz infazı mümkün bir hüküm fıkrasının oluşturulmasının gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.