Terekenin paylaşımına kadar, mirasçılar arasında bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana geldiği için davanın, tüm mirasçılar tarafından açılması yahut davaya muvafakatlerinin ya da terekeye temsilci tayininin sağlanması gerekeceği, mahkemece, bu hususun gözetilerek, davacılara diğer mirasçı eşin davaya muvafakatlerini sağlamak veya terekeye temsilci tayin ettirmek hususunda süre verilmesi gerekeceği-
Davaya konu bononun, lehtar davalı H... tarafından protesto edildiği; protesto sırasında diğer davalı S.’ın ciro silsilesinde yer almadığından protestodan sonra yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olup (TTK. m.690), bu durumda icra takibi yapan S. yetkili hamil olmadığı için kambiyo takibi yapamayacağından, bu davalı hakkındaki menfi tespit davasının kabulü gerekeceği-
Malulen emekli olan davacının sigortalı olarak çalıştığının tespit edilmesi üzerine, yersiz ödemelerin tahsili için yapılan icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davaya, iş mahkemesi tarafından bakılması gerektiği-
Kira sözleşmesi gereği teminat senedi olarak verilen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile teminat senedinin iadesi istemi
Menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanmasıyla haczin haksız olduğunun kesinleştiği, mahkemece, davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, menfi tespit dosyasında tazminata hükmedilmediğinden bahisle manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Menfi tespit davasında birbiriyle çelişmemek koşuluyla birden fazla nedene dayanılabileceği, davanın terditli olarak açıldığı üzerinde durulup inceleme yapılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu- - İmza incelemesi bakımından dosya içerisinde mevcut toplam beş adet rapordan ikisinde imzanın davacıların murisine ait olmadığı, ikisinde ise imzanın murise ait olduğunun tespit edildiği bildirildiğinden, Güzel Sanatlar Fakültesinden oluşturulacak yeni bir heyetten rapor alınarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulabilmesinin olanaklı olmadığı-
Senedin «yetkisiz temsilci tarafından veya yetkili temsilcinin temsil yetkisini (sınırını) aşarak düzenlendiği» iddiasının, «mutlak def’i» olduğu, bu nedenle de -kötüniyet koşulu aranmaksızın- senedin tüm hâmillerine karşı ileri sürülebileceği–
Davanın, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 37. ve devamı hükümleri uyarınca korkutma nedeniyle alındığı belirtilen bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, mahkemece anılan yasa hükümlerince dava konusu bononun korkutma sonucu düzenlenip düzenlenmediği konusunda davacı tanıklarının dinlenerek TBK'nın 39. maddesinde belirlenen bir yıllık süre de değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.