«Takas» iddiasının (itirazının) kabul edilebilmesi için, takası ileri sürülen alacağın «İİK.’nun 68/I’de öngörülen belgelere dayanması» veya «bir ilâmla tesbit edilmiş olması» yahut «kesinleşmiş bir takibe dayanması» gerektiği–
Davalının alacağı bonoya müstenit olduğuna göre, davacının söz konusu bono ile borçlu olmadığı iddiasını ancak yazılı delile isbatının gerekeceği-
Abonelik sözleşmesi bulunan davacı ile davalı idare arasındaki kaçak elektrik bedelinden kaynaklanan davanın,tüketici mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekeceği-
Borçlu yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, alacaklının takibinde haksız olması yeterli olmayıp kötüniyetli olduğunun da ispatı gerektiğinden, tüzel kişi olan kooperatifin yöneticilerinin zaman içinde değişmesi sebebiyle, takibe geçen kooperatif yönetiminin senedin tanzim tarihindeki yönetimden farklı olması halinde, haksız olma halinin bilindiğinin veya bilinmesi gerektiğinin ispatı gerektiği-
Oyak, 205 sayılı Yasayla kurulan bir kuruluş olup, amacı, tamamen kamusaldır; tetkili organları arasında, devletin, merkezi idarede yer alan, Bakan ve Üst düzey Komutan ve yetkililer dahil resmi kişiler yer almaktadır, denetim ve kendisine tanınan ayrıcalık ve muafiyetler, bir özel tüzel kişide bulunması düşünülmeyecek boyutlardadır, bu nedenledir ki Oyak, bir kamu tüzel kişisi olduğundan davacı Oyak-Renault A.Ş. dahil benzeri tüm iştiraklerin ayırımsız sosyal yardım zammından dolayı Sosyal Sigortalar Kurumuna karşı sorumlu olduklarının kabulünün gerekeceği-
Dosyada hükme esas alınan raporlar arasında çelişki olup aralarındaki mübayenetin giderilmediğinden, her iki raporun da mahkeme talebi üzerine alındığı ve raporlardan birinin diğerine üstünlüğünün kabul edilemeyeceğinden, Bölge Adliye Mahkemesince; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve grafoloji alanında ehil bilirkişilerden oluşturulacak bir kuruldan kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Alınan bilirkişi raporu ile takibe konu çekler üzerinden davacı adına ciranta sıfatı ile konulan imzaların çeklerin keşide tarihindeki davacı şirket temsilcisinin elinden çıkmadığının anlaşıldığı, davacı vekilinin diğer davalı hakkındaki davayı takipten vazgeçtiğini beyan ettiği gerekçesiyle davalı Finansbank hakkındaki davanın kabulüne, takibe konu çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, diğer davalı hakkındaki davanın açılmış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacı borçlu takip nedeniyle ödeme yapmadığına göre menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu; süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takip yönünden kesinleşen faiz oranına karşı menfi tespit davası açılmasına yasal bir engel bulunmadığı-
Davacı vekilinin katıldığı, davalı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu, ara kararda sehven davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiye çıkarılmasına, masrafın gider avansından karşılanmasına karar verildiği, Mahkemece davalı vekiline duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılmadan davalı vekilinin yokluğunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve tazminat tutarı belirgin (likid) olmadığından, uygulama yeri bulunmayan İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi gereğince davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına yasal olanak bulunmadığından, yerel mahkemece, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulmasının gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.