İİK’nun 168/1-4 maddesi gereğince «kambiyo senedindeki imzaya 5 gün içinde itiraz edilmemesi halinde, imzanın borçludan sadır sayılacağına» ilişkin hükmün takip hukuku ile ilgili olup, olumsuz tespit davasında sahtelik iddiasında bulunulmasına engel teşkil etmeyeceği–
Takas isteğinin itfa (İİK. mad. 33) teriminin kapsamında olduğu, icra dosyalarındaki alacakların takas edilmesine ilişkin isteğin icra mahkemesince incelenmesi gerektiği-
Kooperatifin, ortağından olan alacağının tahsili bakımından icra dairesinin yetkisinin kesin yetki olmadığı- 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 7. maddesi uyarınca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesinde gösterilen faiz oranı sınırlamasının derdest davalara da uygulanacağı-
HMK’nun 211 vd. maddelerine göre bilirkişiye imza incelemesi yaptırılması gerekirken dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan imza incelemesi ile yetinilmesinin doğru görülmeyeceği-
Davacı, adi ortaklık bünyesinde alınan 03.11.2006 tarihli kararı ile hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılmış ise de, adi ortaklığın fiilen devam ettiği,iş ortaklığının ibra edilmediği,3.kişilerin bonoların tanziminden sonra düzenlenen ibraname nedeni ile kambiyo hukukuna dayalı haklarının engellenemeyeceği, “davacının bonolardan dolayı borçlu olduğuna ve %40 oranında tazminattan sorumlu olacağına” dair verilen kararın isabetli sayılacağı-
Menfi tespit davasında, taraflar tacir olmayıp dava da ticari olmadığından ticaret mahkemesinin görevli olamayacağı-
Taraf sıfatı bulunmayan şirketin temyiz isteminin reddi gerektiği-
Mahkemece, borçlunun İİK.nun 169-a/1.nci maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile iddiasını kanıtlayamadığı ve alacaklı tarafından da takip dayanağı çekin teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanı bulunmadığı dikkate alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Vekalet ücretinin hangi taraf yararına takdir olunacağının belirlenmesi için öncelikle uyuşmazlıkta hangi tarafın haklı olduğunun saptanması gerekeceği-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, tarafların baba-oğul olup, aralarındaki hukuki işlem nedeni ile senet düzenlendiği için HUMK’nun 293/1.maddesindeki öngörülen manevi imkansızlık ortadan kalktığından senede karşı senetle ispat zorunluluğunun geçerli olduğu, senetteki imzanın da davacıya ait olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacının iddiasını yazılı delille ispat edemediği gibi yemin deliline de dayanmadığı, davalının bonoya dayalı takip nedeni ile %3 komisyon istemesinin yasal dayanağı bulunmadığı nedeni ile mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı yararına tazminata karar verilebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.