İcra takibine konulan bonodaki imzanın sahte atıldığı iddiasına dayalı menfi tespit davasında ispat külfetinin davalı alacaklı tarafta olduğu-
Birinci haciz ihbarnamesi gönderilmeden ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği, üçüncü kişinin, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin iptalini bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olarak süresiz şikayete konu edebileceği-
Menfi tespit davasına ilişkin dava dosyasında mündemiç ipotek resmi senedin şartlar başlıklı bölümünde ''... lehine ipotek verilen kişinin alacaklı bankaya ... vermiş olduğu ... ve vereceği kefalete dayalı taahhütlerden banka lehine imzalan kefaletler ve diğer her türlü sözleşmeler ile sebep ve ciheti ve kaynağı ne olursa olsun bankaya karşı asaleten veya kefaleten adı geçenlerin doğmuş ve doğacak her türlü kredi ve borçlarının teminatı olmak üzere ...TL bedelle ...'' denildiğinden, icra takibine konu olan borç da lehine ipotek verilen dava dışı üçüncü şahsa kefaleti sebebiyle bankaya olan borcundan kaynaklandığından ve davacının resmi merci önünde hazırlanan ipotek senedindeki taahhüdü kendisini bağlayıcı nitelikte olduğundan, bu ilkeler dikkate alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; mirasbırakanın satış akdiyle yaptığı temlikin gerçek iradesini yansıttığı, dava konusu taşınmazın dava dışı kişiye temlikinin muvazaalı olmayıp gerçek satış olduğu, davacının iddiasını 6100 sayılı HMK.nun 190/1 ve 4721 sayılı TMK.nun 6. maddesi uyarınca kanıtlayamadığı sonucuna varıldığı, hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davalı yönünden ihtiyati tedbir kararı alınıp, uygulanmış ve böylece davanın reddedilen kısmı yönünden alacağa kavuşması geciktirilmiş olduğundan İİK'nun 72/4 maddesi uyarınca tazminata hükmolunması gerekeceği-
Davacının elden yapılan ödemeleri usulüne uygun delillerle ispatlayamamış olmasına; davacı tarafından yapılan 15.000 TL'lik havalenin BK.86. maddesi uyarınca dava konusu bonoya mahsuben yapıldığının kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kira ilişkisinin tespiti ve çekişmenin önlenmesi istemi-
"Çekte ciro silsilesinin  kopuk olduğu, en son hamilin keşideci şirket  olduğunu ve bu kişinin önceki cirantaya ve  bankaya kambiyo hukukuna dayalı başvurma hakkı bulunmadığı" gerekçesiyle "ihtiyati hacze itirazın kabulüne"dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davacı borçlunun aleyhine girişilen dosyada talep edilen 362.704,00 TL’den borçlu bulunmadıklarını ancak şimdilik bunun 8.400,00 TL’lik kısmı yönünden menfi tespit istemi ile dava açtığını bildirdiği ancak menfi tespit davasının kısmi olarak açılamayacağı-
Dava ve takip konusu bonoda malen kaydı bulunmakta olup, davacı senedin borçlusu, davalı lehtarı ve takip alacaklısı, davalı şirket  ise senette ve takipte bir sıfatı olmadığından, mahkemece, davalı şirket vekilinin husumet yönünden itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu- Uyuşmazlık konusu senede istinaden yapıldığı iddia olunan tüm ödemelerin takip konusu senedin tanzim tarihinden öncesine ait olduğu halde mahkemece bu ödemelerin senede yönelik olduğunun kabulünün isabetsiz olduğu-Senet tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 s. TTK. mad. 592 uyarınca, sonradan doldurulmak kaydıyla senet tanzim ve vade tarihi olarak açık senet düzenlenmesinin mümkün olduğu- Davacının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu HMK. mad. 200 uyarınca usulüne uygun yazılı delille ispat etmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.