Münhasıran ticari defterlere dayanılarak, münderecatının kabul edileceği beyan edilmemişse T.T.K. nın 83/II hükmünün uygulanma koşullarının gerçekleşmediği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, sözleşme konusu tankerin dava dışı kişiye satıldığı dosyaya sunulan noter satış belgesiyle kanıtlanmış olup Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d. maddesine göre resmi şekilde yapılmayan araç satışları geçersiz olduğundan, tarafların verdiklerini geri alabilmeleri gerekeceği-
Ödeme def’i konusunda, kooperatif defter kayıtları üzerinde icra mahkemesinde inceleme yaptırılamayacağı—
Davacı, davalıyı davadan önce temerrüde düşürmediğinden davanın açılmasıyla davalı temerrüde düşmüş olup, davacı lehine " dava tarihi ile ödeme tarihi arasında işlemiş reeskont faizine " hükmedilmesi gerektiği-
Müşterek çocuğun okul ve servis giderleri için yaptığı harcamaların davacının iştirak nafakası borcuna mahsuben yapıldığının kabul edilip edilemeyeceği- Davacı "müşterek çocuğunun özel okulda okuyabilmesi ve davalının bu yöndeki talebi üzerine, iştirak nafakası borcundan çok daha fazlasını nafaka borcuna mahsuben ödediğini" ileri sürmüşse de, davalı bu konuda aralarında bir anlaşma olduğu iddiasını kabul etmemiş olduğundan, dava dışı okul ve servis yetkililerine yapılan ve iştirak nafakası borcuyla ilgili herhangi bir açıklama içermeyen dekont ve tanık beyanlarının davacının iddiasına ispata yeterli görülemeyeceği-
Menfi tespit davası-
İcra emrinin tebliği üzerine, borçlunun 7 gün içinde icra mahkemesine başvurarak takip konusu borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği-Takip dayanağı kredi borç sözleşmesinin, "ilam" mahiyetinde bir belge olup olmadığının araştırılması ve ilam mahiyetinde belge olduğunun tespiti halinde, borçlunun şikayetinin İİK. mad. 33/1 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği-
İcra ve İflas Kanunu kapsamında kapak hesabına şikayetin her zaman ve ancak icra hukuk mahkemesinde yapılabileceği-
Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararında “Davanın reddine” denildiği halde, gerekçeli kararında “Davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatının kabulü ile asıl alacağın %20'sine tekabül eden 3.800,00.-TL'nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine” denildiği, böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında davalı yanın tazminat talebi yönünden çelişki yaratıldığı, bu hal, HMK 298/2 maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, hükmün bozulması gerekeceği-
Taraflar arasında açılmış olan borçlunun borcunun bulunmadığını tespiti kararından geçen '2014/12 ay ile 2015 dönemi arasında kira bedelinin yarısı kadar indirim yapılarak ödenmesi konusunda sözlü anlaşma yapılmış olduğu' şeklindeki tespit hükmünün takibe konu 2017/ 1 ay için de uygulaması ile ilgili bir karar bulunmadığından; tespit hükmünden sonraki dönemlere ilişkin kira sözleşmesindeki aylık kira miktarının geçerli olacağı; bu nedenle itirazın kaldırılmasına ilişkin davada; kira sözleşmesindeki aylık kira miktarı esas alınarak takibe konu aya ilişkin ödemeler düşülerek bakiye alacak kısmı için itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.