Davalı Kurum kayıtlarında gözükmeyen ancak dava dışı işyerinden bildirildiği iddia edilen 60 günlük hizmetin yaşlılık aylığı bağlanmasına esas alınması istemiyle açılan eldeki davanın hizmet tespiti niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesi gereğince çalışmaların geçtiği iddia olunan işverene husumet yöneltilerek göstereceği deliller de toplanmak suretiyle çalışmanın varlığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Sanık hakkında müştekinin yaşlılığından ve yalnızlığından istifade ederek aldığı vekaletnameler ile paralarını kullanma eyleminin basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, müştekiye bir takım yalanlar ile senet imzalattığı, bu senedi de imzaya koyarak haciz işlemi yaptığı yaptığı gerekçesi ile dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği- Davalı alacaklı hakkında takibe konu bono nedeni ile dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilmiş bulunmasına göre HMK'nın 209.maddesi gereğince tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece Bolu 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/175 2008/139 E.K.sayılı dava dosyasındaki Adli Tıp Kurumu Raporunu esas alarak ve bedelsizlik iddiası bakımından da davalılara teklif edilen yemin eda edilmesi suretiyle hüküm tesis edilmiş ise de, davacı yanın imzaya yönelik talepleri bakımından yeni bir inceleme yaptırılıp varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesinde alınan rapora itibar edilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülemeyeceği-
Ticari satışlarda, ayıp nedeniyle «akdin feshi» ve «semen olarak verilen senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tesbiti»ne ilişkin davanın altı ay içinde açılabileceği (TTK. mad. 25)–
İnkâr tazminatının tahsili için kararın kesinleşmesinin gerekmediği–
Temlik alacaklısı, menfi tespit davasına dahil edilmeden alacağın temliki yokmuş gibi davanın görülerek sonuçlandırıldığı anlaşıldığından, buna ilişkin hükmün temlik alacaklısının icra takibini durdurucu bir etkisinin bulunmadığı ve temlik alacaklısının haciz talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi hukuka aykırı olduğu-
Mahkemece, aynı kurumca verilen raporlar arasındaki çelişki giderilmek üzere dosyanın yeniden Adli Tıp Kurumu dışında grafoloji dalında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek, önceki bilirkişi raporları da irdelenmek suretiyle çelişkiyi giderecek nitelikte rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında düzenlenen araç satış sözleşmesi uyarınca verilen çekin karşılıksız çıkması üzerine icra takibi başlatılmış ve takip davacı aleyhinde kesinleşmiş ve takibin devamında takip borçlusu davacı borcu kabul ederek, takip borcunu ödemeyi protokol ile kabul etmiş ve protokolde kendisine düşen bazı edimleri de yerine getirmeyi taahhüt etmiş ve fakat, anılan protokol hükümlerinin davacı tarafça yerine getirilmediği taraflar arasında ihtilafsız olup, protokolün “c” bendinin (2.) paragrafına göre; “edimler yerine getirilmez ise” protokolün geçersiz olacağı ve icra takibinin devam edeceği öngörülmüş olup, protokol ile borcun kabul edildiği ve bu durumda artık haciz baskısından bahsedilemeyeceği gibi ayrıca edimlerin de yerine getirilmediği gözetilerek açılmış bulunan menfi tespit davasının reddi gerekeceği-
“Malen” kaydı bulunan senetlerin teminat olarak verildiğini ileri sürmek suretiyle talil eden davacıların bu iddiasını yazılı delil ile kanıtlaması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.