Davalı, dava konusu senetlere ciro yoluyla hamil olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK'nın 778. maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK'nın 687. maddesine göre düzenleyen ile lehtar arasındaki doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ilerin (somut olayda ödeme def'inin) hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun kanıtlanması gerekeceği, burada ispat yükü davacı tarafta olup davacının bu hususu tanık dahil her türlü delille kanıtlayabileceği-
Takip dayanağı borç hakkında açılan -«sahtelik iddiası»na dayanmayan- olumsuz tesbit davasının, mahkemece tedbir kararı verilmedikçe takibi etkilemeyeceği–
Menfi tespit ilamında hüküm altına alınan alacağın istenebilmesi için bu kararın kesinleşmesi gerektiği-
Görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği, mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflarından birini oluşturduğu her türlü tüketici işleriyle ilgili davaların ancak tüketici mahkemelerinde görülebileceği –
İ.İ.K.72/5. maddesi gereğince dava borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsili için tazminata karar verilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkinin HUMK.'nun 381/2. (HMK m. 298/2) maddesine aykırılık teşkil edeceği-
Dava konusu bono zorunlu şekil şartlarının tamamını taşıdığından kıymetli evrak niteliğinde olduğu, davacı şirket bu bonoda avalist sıfatına sahip olduğundan, bonodan kaynaklanan sorumluluğu müteselsil sorumluluk esasına dayanmakla davacının asıl borçlu şirkete karşı takip yapılmadan kendisine takip yapılamayacağına ilişkin iddiasına itibar edilemeyeceği, -Dava konusu bononun şirketi temsile yetkili kişiler tarafından düzenlendiği mahkeme ilamıyla sabit olup, davacı şirketin senedin tanzim tarihinde kefalet ehliyetinin tam olduğunun bilirkişi incelemesiyle saptandığı bu nedenlerle davacının avalist sıfatıyla bonoyu imzaladığı dava konusu bonodan doğan borçtan sorumlu olmadığını ispatlayamadığı bu nedenle menfi tespit talebinin reddi gerekeceği-
Mahkemece, gerekirse davacı taraftan icra dosyalarının bulunduğu yer ile ilgili açıklama alınıp, davalının gönderdiği dosyanın 135 sıra numarasında bildirilen icra dosyaları ile ve ayrıca bilirkişi ön raporunda belirtilen ve Çivril'de olmaları kuvvetle muhtemel olan icra dosyaları Çivril İcra Müdürlüğü'nde ise buradan; başka yer İcra Müdürlüğü'nde olması halinde ise usulüne uygun bir kesin süre verilmek suretiyle alınacak masraf ile bulundukları yerden getirtilerek, bilirkişi incelemesine verilip ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, icra dosyalarının bulunduğu yerin açıklanması ve başka yer icra müdürlüğünde ise getirtilmesi için masraf yatırılmak üzere davacı tarafa usulüne uygun olarak kesin süre verilmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının, HMK'nın 31. (HUMK'nın 75/2,3) maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevine uygun düşmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.