Mahkemece, gerekirse davacı taraftan icra dosyalarının bulunduğu yer ile ilgili açıklama alınıp, davalının gönderdiği dosyanın 135 sıra numarasında bildirilen icra dosyaları ile ve ayrıca bilirkişi ön raporunda belirtilen ve Çivril'de olmaları kuvvetle muhtemel olan icra dosyaları Çivril İcra Müdürlüğü'nde ise buradan; başka yer İcra Müdürlüğü'nde olması halinde ise usulüne uygun bir kesin süre verilmek suretiyle alınacak masraf ile bulundukları yerden getirtilerek, bilirkişi incelemesine verilip ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, icra dosyalarının bulunduğu yerin açıklanması ve başka yer icra müdürlüğünde ise getirtilmesi için masraf yatırılmak üzere davacı tarafa usulüne uygun olarak kesin süre verilmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının, HMK'nın 31. (HUMK'nın 75/2,3) maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevine uygun düşmediği-
Takibe konu çek üzerindeki keşideci imzasının davacı şirket tarafından verilen vekalete istinaden imzalanana ait olduğu, davalı tarafından sunulan deliller kapsamında da davalının çek nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle menfi tespit ve birleşen istirdat davasının reddi gerektiği-
Davacının eşinin -ölmeden önce- kendisine bakan davalıya minnet duygusu ve vefa borcu olarak dahi olsa düzenleyip verdiği senetler «hizmet karşılığında» davalıya verilmiş olduğundan gerçek bir alacak-borç ilişkisi için düzenlenmiş sayılması gerekeceği, olayda ahlaka ve adaba aykırı bir yön bulunduğunun kabul edilemeyeceği–
05.10.20018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararı ile “Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hâllerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücreti dâhil değildir” şeklinde karar verilmiş olmakla mahkemece verilen direnme kararının bozulmasına karar verildiği-
İcra takibine konu bonodaki borçlu imzasının davacı-borçluya ait olmadığı ve bononun bedelsiz olduğu iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti istemi- Davalı asilin mahkemeye hitaben verilen yazılı beyanı ikrar mahiyetinde olduğundan, menfi tespit davasının kabulü gerektiği-
İcra takibinde üçüncü kişi durumunda olan davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren menfi tespit davası açması için verilen 15 günlük sürenin hak düşürücü süre olması nedeniyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının talebi takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi iken mahkemece, “Davacının davasının kısmen kabulü ile, ........... İcra Müdürlüğü'nün ............ Esas sayılı dosyasında takip konusu yapılan alacak bakımından davacının .......... TL'lik kısım için borçlu olmadığının tespitine, ayrıca tek senet ile kambiyo senedine ilişkin takip yapılamayacağından faizin icra ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal faiz olarak işletilmesine,” şeklinde karar verildiği, hükmün bu haliyle infaz kabiliyetinin bulunmadığı-
Feragat dilekçesi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi nedeniyle kararın bozulması gerektiği-
Davacı-karşı davalı vekilince dosyaya sunulan 20.01.2016 tarihli ıslah dilekçesi konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, öncelikle davacı-karşı davalı vekilinin ıslah dilekçesinin niteliği hakkında açıklama yaptırılarak, dilekçesindeki talebin itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesi mi, yoksa açılmış olan itirazın iptali davasının müddeabihinin artırılması niteliğinde mi olduğu sorulup tespit edildikten sonra, tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Dava konusu icra takiplerine dayanak olarak genel kredi sözleşmelerinin gösterildiği ve dava dilekçesinde hem bu genel kredi sözleşmelerinde yazılı miktarların karşısında para birimi belirtilmediğinden kefaletin geçersizliğinin tespiti hem de dava konusu icra takiplerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunulduğu, genel kredi sözleşmelerinde sözleşme limitinin yazılı olduğu 1. sayfada para birimi açıkça yazılı olduğundan kefaletin geçersizliğinden söz edilemeyeceği, davacının anılan sözleşmelere ilişkin talebinin reddi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.