İpotek bedelinin önalım bedelinin çok üzerinde olması, yani önalım bedelinin ipotek bedelini karşılamaması da nazara alınarak, ipotek lehtarının yokluğunda ve hak kaybına yol açacak şekilde ipoteğin terkini suretiyle aleyhine hüküm kurulmuş olması nedenleriyle yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü gerektiği-
İcra mahkemesince verilen kararların, (istihkak davalarında verilen kararlar ile ihalenin feshi isteminin reddi kararları hariç), kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemesi nedeniyle, bu kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamayacağı-  İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin olarak ileri sürülen sebeplerin yargılamanın yenilenmesi nedenleri arasında yer almadığından bu yola başvuramayacağı-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 377. maddesinin (1) numaralı fıkrasının bentlerini bağlayan hükmünün “…her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.” bölümünün anılan fıkranın (e) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği-
Birbirine zıt ilâmlardan, kesinleşmiş olanının infaz edileceği–
Bir eşin tüm mallarının aksi kanıtlanıncaya kadar edinilmiş mal kabul edileceği, buna göre, dava konusu taşınmazın sürüm değerinin belirlenerek hesaplanacak artık değerin yarısı karşılığı bedelin katılma alacağı olarak belirlenmesi ve taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekeceği-
Davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için, öncelikle davanın taraflarının usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilmelerinin gerektiği, usulüne uygun şekilde davet edildikleri hâlde, tarafların duruşmaya gelmemeleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirmeleri hâlinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği- Dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarihten itibaren üç aylık süre geçmesine rağmen yenilenmesi talep edilmeyen dava, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılacak ve mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek kayıtların kapatılacağı- Çıkarılan tebligatın, üzerinde yer alan mernis adresinin altında el yazısı ile “Diğer adres: M..... K1 Tipi Ceza İnfaz Kurumu BOLU” yazılmışsa da duruşma gününün davacıya (mernis) ev adresinde tebliğ edilmesi nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu; bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
"Borçlu" ve "borçlu ile hukuki muamelede bulunan üçüncü kişi"ler arasında 'zorunlu dava arkadaşlığı' bulunduğundan, dava sonunda "tasarrufun iptaline" karar verilmesi halinde, mahkemece her iki davalının da, dava yararına hükmedilen vekalet ücretinden "müştereken ve müteselsilen" sorumlu tutulmaları gerekeceği–
Hukuk davalarında, hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içerisinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiği-
“Taşınır satışının durdurulması”na ilişkin icra mahkemesinin kararına karşı, “yargılamanın yenilenmesi” yoluna başvurulamayacağı–
Mahkemece alınan bilirkişi ek raporuna itibarla tanık beyanları uyarınca fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacakları, sunulan formlar, tanıkların yıllık izin taleplerinin imzalatılmasına rağmen kullandırılmadığına dair beyanları ile ücret bordroları da değerlendirilmek suretiyle ise yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış, hükmü temyiz eden davalı vekili temyiz dilekçesinde; diğer hususların yanı sıra fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin ücreti alacağı yönünden kararın hatalı olduğunu, özetle, dosyadaki ücret bordrolarının, banka kayıtlarının değerlendirilmediğini, yıllık izin formlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüş  ve Özel Dairece davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasından sonra davalı vekilinin emsal dosyalarda verilen kararların Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti yönlerinden bozulduğunu belirtilerek içtihat birliğinin sağlanması adına maddi hata düzeltilmesi talebi üzerine bu kez karar bozulmuş olup, davalının temyiz istemlerinin reddi ile onanmasına karar verilen bir kararın, Özel Dairece esasen savunmanın dayanağını oluşturan, yargılama aşamasında ileri sürülmüş ve temyiz konusu yapılmış nedenlerle bozulduğu, delillerin değerlendirilmesi sonucunda varılan hukukî sonucun yanlışlığı hukukî hata olarak kabul edilse dahi maddi hata olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle onama kararının kaldırılmasını gerektirir maddi hata düzeltim nedenleri bulunmadığından direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.