Mahkemece duruşma açılarak davalıya duruşma gününü bildirir dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra öncelikle yargılamanın iadesi davasının mesmu olup olmadığına karar verilmesi, mesmu olduğu yönünde karar vermesi halinde yeniden yargılama yaparak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Taahhüt tutanağından, borçlunun hangi miktar için ödeme taahhüdünde bulunduğunun ve alacaklının da hangi miktar için kabulde bulunduğunun açık bir şekilde anlaşılması halinde, taahhüdü ihlal suçunun oluşmuş olacağı-
Dava, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen hüküm nedeniyle HMK 375 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebine ilişkin olup, yargılamanın iadesi talebi önceki davadan (yargılanmanın yenilenmesine konu davadan) bağımsız, yeni bir dava olduğundan, önceki karara karşı eski kanun (HUMK) hükümleri uyarınca temyiz kanun yoluna başvurulmuş olmasının, yargılanmanın yenilenmesi sonucunda verilecek hükmün de temyiz kanun yoluna tabi olduğunu gerektirmeyeceği, yeni kanun döneminde verilmiş olan yargılanmanın yenilenmesine ilişkin hükmün istinafa tabi olacağı-
Takip dosyası kapsamından davalının malvarlığına ilişkin banka, trafik, tapu, SGK'ya yazılan müzekkere cevaplarına borçlunun malının bulunmadığı şeklinde cevap verildiği, sözleşme adresinde ve dilekçe adresindeki haciz tutanaklarından borçluya ait haczi kabil mal bulunmadığı anlaşıldığından özellikle haciz tutanağının İİK'nun 105.maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek diğer dava koşulları yönünden dosyanın incelenmesi, ön koşulların varlığı halinde dava konusu tasarrufun İİK'nun 278, 279, 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo senetlerine mahsuz takipte şikayet yoluna ilişkin kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulmayacağı-
Aleyhine açılan şuf’a davasını kabul etmiş olan davalının, daha sonra davacının şuf’alı payı başkasına satmayı vaad etmiş olduğunu kanıtlayarak, şuf’a davasının kabulüne ilişkin kararın yargılamanın iadesi yoluyla bozulmasını istemeyeceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 01.03.2000-31.12.2009 tarihleri arasında davalılar nezdinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemi ilişkin eldeki davada mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı-
Tavzih istenebilmesi için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. İlam tamamen icra edilinceye kadar tavzih istenebilir. Hüküm ancak onu vermiş mahkemece tavzih edilebilir. Dosya kapsamından, davalının soyadındaki karışıklık nedeniyle hükmün infaz edilemediği, mahkeme kararının infaz kabiliyeti bulunmadığı için müphem olan hükmün tavzihi talebinin reddine karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re'sen dikkate alınması gerekeceği, mahkemenin; duruşma gününü, kararını, bozma ilamını ve direnme kararını taraflara kendiliğinden tebliğ etmesinin ve taraf teşkilini sağlamasının usulün amir hükmü gereği olduğu-
Cumhuriyet savcısının bir hukuk davası açabilmesi veya hukuk davasına katılabilmesi ve bunun sonucu olarak bir hukuk mahkemesi kararını temyiz edebilmesi için bu hususlara olanak sağlayan bir kanun hükmünün varlığının zorunlu olduğu, ihalenin feshi davasında Cumhuriyet savcısının davaya katılmasına ya da verilen kararı temyiz edebilmesine olanak sağlayan bir kanun hükmü bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.