Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olduğu yönündeki iddianın ispatlanamadığmın mahkemece saptanarak kabul edilmiş olmasına göre, vasiyetnamenin iptali talebinin reddiyle ilgili verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ise ipotek verenin sonradan dahil edilmek suretiyle takip yapılabileceği-
Davalı-karşı davacı vekili tarafından diğer delillerle karşı davadaki iddia ispatlanamamış olmakla birlikte, karşı dava dilekçesinde “… her türlü delil” denilmek suretiyle açıkça "yemin" deliline de dayanılmış olduğundan T.C. Anayasası'nın 36. ve TMK'nun 6. maddesine göre, davalı-karşı davacı tarafa yemin teklif hakkı bulunduğunun hatırlatılması, kullanmak istediği takdirde davacılar-karşı davalıların usulüne uygun bir biçimde HUMK'nun 337. (HMK m. 227. vd) maddesi gereğince davet edilmesi ve HMK'nun yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde yeminli beyanları alınarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Muvazaaya dayalı davalarda, davacının icra takibine geçmesine ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı- TBK.m. 19'a dayalı tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun, takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerektiği-
Asıl dava, çaplı taşınmaza ve kadastral yola elatmanın önlenmesi, yıkım; birleştirilerek görülen dava ise temliken tescil, olmadığı takdirde tazminat istekleri-
Somut olayda, davacının iddiası her ne kadar mahsuba ilişkin olsa da, söz konusu alacaklar birbirinden ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak niteliğinde olup, bu durumda dava konusu olayda mahsup değil ancak takas işleminin mevcut olabileceği-
Tapu iptali ve tescil-alacak davası-
Terditli olarak açılan öncelikle tapu kaydında yer alan şerhin terkini, olmadığı takdirde tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescili ile tazminat isteği-
Yenilik doğuran bir hak olan takasın, davadan önce ve dava sırasında ileri sürülmesi mümkün olduğu gibi, terditli olarak beyan edilmesi de takasın şarta bağlandığı anlamına gelmediği- Takas talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak da süresinde, cevap dilekçesinde ileri sürülebileceği-
El ve işbirliği içinde hareket eden bir kısım davalılarca taşınmazların teminat mukabili temliki karşısında yurt dışından getirilecek ziynet eşyalarının satılarak birlikte kar elde edecekleri telkiniyle davacıları tapu idaresine götürmek suretiyle hileye düşürdükleri, çekişme konusu taşınmazların A.'e bedelsiz temlikinin sağlandığı, davacıların satış iradesinin bulunmadığı, hilenin öğrenilme tarihinden itibaren davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, son kayıt maliki Ö.'in ise satış bedelini ödeme şekli ve diğer davalılar ile olan ilişkisi dikkate alındığında Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi anlamında iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.