İş kazasından kaynaklanan tazminat davasında davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, buradaki dava arkadaşlığı ihtiyari dava arkadaşlığı olup davacı yanın isterse sorumluların tamamı yerine bir kısmına davasını yöneltebileceği- 1086 sayılı HUMK'da ve 6100 sayılı HMK'da dahili dava diye adlandırılan bir müessesenin bulunmadığı- Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalılar aleyhine olarak açılmış derdest bir davada yargılama konusu olayla ilgisi bulunan diğer sorumlular da davaya dahil edilmek istenirse, öncelikli davaya dahil edilmek istenen bu sorumlulara husumetin usulünce yöneltilmesi, yani, bu kişiler hakkında usulünce bir dava açılmasının beklenmesi ve her iki davanın birleştirerek bir arada karar verilmesi gerektiği, dahili dava dilekçesinin birleştirme istemini de içeren yeni bir dava niteliğinde olduğunun da düşünülebileceği, ancak bu durumda dava açılırken ödenmesi gereken başvurma ve peşin harcının yatırılması gerektiği-
Ecrimisilin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin davada, taraflar arasında akit bulunmaması nedeniyle istem haksız fiilden doğan tazminat niteliğinde olduğundan, uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zaman aşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlatılması gerekeceği-
6100 sayılı HMK zamanında açılmış olmasına rağmen belirsiz alacak davası olarak açılmayan davanın, sonradan veya kendiliğinden belirsiz alacak davasına dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davanın kısmi dava olarak kabulü gerekeceği-
HMK'nın 109/2. uyarınca kısmi dava açılma yasağı 11.04.2015 tarihli 6644 sayılı Kanun'la mülga edildiğinden kısmi dava yasağı kalkmış olup karar tarihinde kısmi dava yasağının olmadığı, kaldı ki açılan iş bu dava kısmi dava olarak da nitelendirilemeyeceğinden, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekeceği-
Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya yöneltilen borç ikrarının, zamanaşımı definden zımni (örtülü) feragat anlamına geleceği, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya karşı bir borç ikrarında bulunan borçlunun, bu borç ikrarına dayanılarak açılan davada zamanaşımı defini ileri sürmesinin, çelişkili davranış yasağını oluşturacağı ve bu durumun Medeni Kanunun 2.' nci maddesine aykırı olup, hukuken korunamayacağı-
İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesince tanınan bir hakkın işçilere uygulanmamasından dolayı tek bir işçinin uyuşmazlığı yargıya taşıyabileceği, bu durumda da ortada bir toplu hak uyuşmazlığının bulunduğundan da söz edilebileceği, toplu iş sözleşmesine dayalı iş uyuşmazlıklarının çözümünde yargıcın, toplu iş sözleşmesi yorumlanarak karar verebileceği-
Bölünebilir alacaklar yönünden, dava hakkının kötüye kullanılması yasağı dışında, kısmi dava açılabileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.