Menfi tespit davası, icra takibinden önce açıldığından 'takibin yapıldığı yer icra mahkemesi' nin değil, genel yetki kuralına göre davanın 'davalının ikametgahı mahkemesi' nde açılması gerekeceği-
Kooperatif yetkililerinin eylemleri sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, zararın öncelikle kredi kullanandan talep edilmesini aciz halinin gerçekleşmesi halinde davalıya gidilebileceğini gerekçe gösterilerek henüz dava şartının gerçekleşmemesi sebebiyle usulden, zararlandırıcı eyleme davalının dahli olmaması gerekçe gösterilerek esastan reddine karar verilmesinin davanın hem usulden hem de esastan reddi sebebiyle doğru olmadığı-
Davanın hak düşürücü süreden reddine dair ilk kararın Özel Dairece yargılama giderlerine hasren bozulması ve mahkemece anılan bozma kararına uyulması nedeniyle davalı yararına usulî kazanılmış hak oluşup oluşmadığı, burada varılacak sonuca göre 25.02.2009 tarihli ve 5841 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesiyle 21.06.1987 tarihli 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen cümlenin ve 3. maddesiyle 3402 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 10. maddenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2009/31 E., 2011/77 K. sayılı kararının eldeki davaya uygulanıp uygulanamayacağı-
Taşınmaz üzerine konulan haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, hangi tarihli haciz şerhlerinin kaldırıldığı hükümde açıkça gösterilmediğinden kararın infazına elveriş olmadığı-
Davacı tarafın önceki tarihte TPE nezdinde tescilli markalarına dayalı olarak 556 sayılı KHK’nın 8/1-b. ve 42. maddeleri uyarınca davalı adına oluşturulan marka tescilinin hükümsüzlüğü istemi-
11. HD. 18.04.2016 T. E: 2015/9579, K: 4270-
Davalı Kurum kayıtlarında gözükmeyen ancak dava dışı işyerinden bildirildiği iddia edilen 60 günlük hizmetin yaşlılık aylığı bağlanmasına esas alınması istemiyle açılan eldeki davanın hizmet tespiti niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesi gereğince çalışmaların geçtiği iddia olunan işverene husumet yöneltilerek göstereceği deliller de toplanmak suretiyle çalışmanın varlığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Sanık hakkında müştekinin yaşlılığından ve yalnızlığından istifade ederek aldığı vekaletnameler ile paralarını kullanma eyleminin basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, müştekiye bir takım yalanlar ile senet imzalattığı, bu senedi de imzaya koyarak haciz işlemi yaptığı yaptığı gerekçesi ile dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği- Davalı alacaklı hakkında takibe konu bono nedeni ile dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilmiş bulunmasına göre HMK'nın 209.maddesi gereğince tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın suya el atmanın önlenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararının temyizine ilişkin olduğu, uyuşmazlık suyun tutularak depolanması ve bırakılmasından kaynaklandığına göre, davalının HES işletimi ile ilgili olarak resmi kurumlarla yaptığı sözleşmeler, proje, su tutma ve bırakma konusundaki tesisleri ve işletimi ile sözleşme ve ek sözleşme hükümlerinin birlikte değerlendirilerek; aralarında üniversitelerden belirlenecek HES uzmanı da bulunan bilirkişi heyeti aracılığıyla; sözleşmeye uygun veya aykırı su tutulup tutulmadığının, tutulan su miktarının sözleşmeye ve projeye uygun olup olmadığının, su tutma ve bırakılma mevsim ve saatlerinin sulama için elverişli olup olmadığının belirlenmesi yönünden suyun tutulması ve bırakılması olgularının, zaman, yer, nitelik ve sözleşmeye uygunluk yönlerinden incelenerek tedbir istemi hakkında karar verilmesinin gerektiği-
Özel Dairenin HMK’nın 46. maddesine dayalı olarak açılan davada maddede sayılan sebeplerin hiçbirisinin gerçekleşmediği gerekçesiyle verdiği red kararının davanın esastan reddine yönelik bir karar olduğu, bu durumda Özel Daire tarafından red sebebiyle davacı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekirken davacının disiplin para cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava değerini teminat mektuplarında belirtilen teminatların bedeli olan .......TL olarak belirtmiş ve mahkemeye başvuru esnasında da peşin harcını bu değer üzerinden belirlenen miktara göre yatırdığı, bu durumda Özel Daire tarafından hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin esas alınarak davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.