Davacı-avukatın iddia ettiği vekalet ücreti alacağının varlığı ve miktarı ancak yargılama sonunda belirlenebileceğinden, vadesi gelmiş bir borçtan söz edilemeyeceği, ihtiyatı haciz kararı verilebilmesi için gerekli yasal şartların oluştuğu da ispat edilmediğinden ve itiharla ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceğinden, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar mahkemece %5 teminat mukabili ihtiyati hacze hükmedilmiş ise de dava konusu olayın özelliği, davalının mala zarar verme, kişi hürriyetinden yoksun bırakma, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından verilen  ceza mahkumiyetlerinin kesinleşmiş olduğu; her ne kadar çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen mahkumiyet hükmü kesinleşmemiş ise de; olayın önem ve mahiyeti karşısında, mahkemece teminat mukabili ihtiyati hacze hükmedilmesinin usul ve yasaya ve olayın oluşuna uygun düşmediği; ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir müesseselerinin ruhuna uygun olmadığı-
Mahkemece ‘açılmış olan menfi tespit ve itirazın iptali davaları nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılması’na karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı–
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir şerhi işlendikten sonra taşınmazın haczi nedeniyle tapu kaydına konulan haciz şerhinin mülkiyetin tedbir kararı lehine olan kişiye geçmesinin ve hacze konu alacağın da önceki malike ait bulunması halinde haciz şerhinin terkininin gerekeceği, somut olayda, davalı Belediye’nin 6183 sayılı Yasa’ya dayanarak yaptığı takibin dayanağının taşınmaza ait emlak vergi borcu olduğu, davacının da borcun doğduğu tarihte taşınmazın paydaşlarından diğer bir anlatımla icra takibinin borçlularından olduğu, bu nedenle de haciz şerhinin terkini olanağının bulunmadığı, mahkemece Konak Belediyesi adına açılan davanın reddinin gerekeceği-
Davanın, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu- Sorunun, menfi tespit davası sırasında verilecek tedbir kararının HMK 209'a göre mi, yoksa İİK'nun 72/3 maddesine göre mi verileceği noktasında toplandığı- Menfi tespit davalarının İcra İflas Kanununun 72.maddesinde düzenlenmiş olduğu ve İİK'deki bu düzenleme daha özel nitelikler barındırdığından verilecek tedbir kararının İİK'nun 72.maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği- Mahkemece bu yönde değerlendirme de yapılmış olup, yazılı şekilde hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddinin gerektiği-
İtirazın kaldırılmasına dayanak teşkil eden ............... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ara kararının .............. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin esas kararıyla kaldırıldığı, Bankaca ............... tarihli beyan dilekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi’ne bildirildiği ancak Bölge Adliye Mahkemesi’nce bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadığı görüldüğünden, borçlu Bankaca .............. tarihli dilekçe ile bildirilen ............... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ........... sayılı dosyası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Mahkemece alınan bilirkişi ek raporuna itibarla tanık beyanları uyarınca fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacakları, sunulan formlar, tanıkların yıllık izin taleplerinin imzalatılmasına rağmen kullandırılmadığına dair beyanları ile ücret bordroları da değerlendirilmek suretiyle ise yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış, hükmü temyiz eden davalı vekili temyiz dilekçesinde; diğer hususların yanı sıra fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin ücreti alacağı yönünden kararın hatalı olduğunu, özetle, dosyadaki ücret bordrolarının, banka kayıtlarının değerlendirilmediğini, yıllık izin formlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüş  ve Özel Dairece davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasından sonra davalı vekilinin emsal dosyalarda verilen kararların Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti yönlerinden bozulduğunu belirtilerek içtihat birliğinin sağlanması adına maddi hata düzeltilmesi talebi üzerine bu kez karar bozulmuş olup, davalının temyiz istemlerinin reddi ile onanmasına karar verilen bir kararın, Özel Dairece esasen savunmanın dayanağını oluşturan, yargılama aşamasında ileri sürülmüş ve temyiz konusu yapılmış nedenlerle bozulduğu, delillerin değerlendirilmesi sonucunda varılan hukukî sonucun yanlışlığı hukukî hata olarak kabul edilse dahi maddi hata olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle onama kararının kaldırılmasını gerektirir maddi hata düzeltim nedenleri bulunmadığından direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
HMK'nun 390. maddesine göre tedbir istenilen şeylerin açık ve net olarak somutlaştırılmasının zorunlu olduğu, genel olarak bir tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine, alacağın dayanağı olarak ibraz edilen belgelerin hiçbirisinin Türkçe tercümelerinin bulunmaması nedeniyle alacağın mevcudiyetini gösteren içeriklerin anlaşılamaması nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olmasının hukuka uygun olduğu-
Kiralanan taşınmazların tahliyesine ilişkin davaların duruşma açılarak görülmesi gerekeceği, dosya üzerinden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.