İhtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamayacağı- İcra takibinin durdurulmasının ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmeyeceği- Menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararının, davanın tarafı olmayan takip alacaklısı banka yönünden sonuç doğurmayacağı ve ona karşı hüküm ifade etmeyeceği-
11. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/9643, K: 4201-
İbranamenin miktar hanesine "0" rakamının sonradan eklenip eklenmediği hususuna ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi, belgede tahrifat yapıldığını gösterir nitelikte bulgu saptanamadığı, yazı ve rakamların aynı zamanda mı yoksa farklı zamanlarda mı yazıldıkları hususunda ise mürekkeplerde yazı yaş tayinine yarayan bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından tespite gidilemediğinin bildirildiği- Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporlarla uyuşmazlık konusunun irdelenerek sahtecilik iddiasının çözüme kavuşturulmuş olduğu konusunda duraksama bulunmadığı; hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığını kabul eden direnme kararının yerinde olduğu-
Müdahil talebinde bulunan 3. kişinin müdahil talebinin reddine dair ara kararın temyizini ancak davaya yanında katıldıkları taraf ile birlikte ve nihai kararla birlikte temyiz edebileceği, müdahale talep edilen davada, henüz nihai kararın verilmediği, bu nedenle, ara kararıyla verilen müdahale talebinin reddi kararının bu aşamada temyiz edilemeyeceği, devam eden dava da ara karar ile verilen ihtiyati tedbir kararının da, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu'nun 21.02.2014 tarih 2013/1 Esas, 2014/1 Karar sayılı ilamı uyarınca ilk derece mahkemelerince verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğundan ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin mahkeme kararının da temyiz edilemeyeceği-
Davacı, davasını bedele dönüştürmüş olduğundan, takip dosyasındaki alacak miktarının tahsili amacıyla ve uygun görülecek teminat karşılığı davalı üçüncü kişinin menkul ve gayrimenkulleri ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına İİK. mad. 281/2 gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yalnızca UYAP'tan sorgulanarak tespit edilen tapu kaydına ihtiyati haciz konulmasına, diğer mallarına haciz konulması talebinin reddine şeklindeki hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacak davası-
Kesin mühlet kararında engelleyen bir tedbir olmadığından, karar tarihinden sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmasının mümkün olduğu ve bu nedenle borçlunun şikayetinin kabülü ile takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
“İhtiyati tedbir kararının uygulanmayacağına” dair karar veren icra memuru, “infaz memuru” sıfatıyla değil, “icra memuru” sıfatıyla hareket etmiş olduğundan, bu işlemine karşı şikayetin icra mahkemesince çözümleneceği–
Alacaklının kira alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli başlattığı ilamsız icra takibinde -05.07.2014 tarihli 900,00TL, 05.08.2014 tarihli 900,00TL ile ekli kira sözleşmesi içeriğine göre bakiye kalan 1.456,00TL- kira alacağının ve borçlunun tahliyesinin talep ettiği, borçlunun ödeme emrine itiraz etmediği, alacaklı vekilinin icra mahkemesine başvurarak borçlunun 1800 TL ödediğini, bakiye kalan kira alacağının ödemediğini ve borçlunun temerrüde düştüğünü ileri sürerek kiralanandan tahliyesini talep ettiği uyuşmazlıkta, borçlu kiracının, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcu kesinleştiğinden, İİK. 269/a uyarınca, icra mahkemesince 30 günlük ihtar müddeti içinde takipte kesinleşen kira borcunun ödenip ödenmediğinin incelenmesi gerektiği- "Borçlu ödeme emrine itiraz etmese bile, icra mahkemesinde ödeme emri tebliğinden önceki ödemeleri ileri sürebileceği, icra mahkemesinin ihtarın haklı olup olmadığını inceleyebileceği, bu nedenle ödeme emri tebliğinden önce kira borcunun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiği" gerekçesiyle direnme kararının ilave gerekçeler ile bozulması gerektiği şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davacı tarafın ticari ilişki olgusunu kabul etmediği, çeklerin teminat amacıyla verildiğini ileri sürdüğü menfi tesbit davaları için İİK 72/son maddesinde düzenleme ile HMK'nın genel yetkiye ilişkin kurallarının gözönünde bulundurulması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.