İİK 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15 inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz İİK m.170 özel olarak düzenlendiğinden imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında sonraki genel kanun olan HMK'nın 209. madde hükmünün uygulanamayacağı, davaya dayanak senetteki imza da davacıya ait olduğundan ihtiyati tedbir kararının yerinde olmadığı-
İcra müdürlüğünce şikayete konu taşınmazdaki hissesi üzerine haczin konulduğu tarihte söz konusu taşınmaz hissesi borçlunun adına tapuda kayıtlı olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararında ise -herhangi bir kayıt-açıklama olmaksızın- taşınmazlar üzerine tedbir konulduğu, söz konusu ihtiyati tedbir kararının cebri satışlara da şamil olduğu yönünde bir hüküm bulunmadığı görülmekle mahkemenin aksi yöndeki yazı cevabının sonuca etkisi bulunmadığı, ihtiyati tedbir kararı rızai satışlara yönelik olduğundan, cebri satışın yapılmasına engel olmayacağı-
8. HD. 09.03.2017 T. E: 1140, K: 3300-
Her ne kadar takip, alacaklı tarafından bu tedbir kararından sonra 28/06/2013 tarihinde başlatılmış ise de, mahkemece; "şirket aleyhindeki tüm icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına" karar verildiğinden ve icra hâkimi de mahkemenin vermiş olduğu bu kararı yorumlayamayacağından, tedbirden sonra açılan takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir kararında belirtilmediği halde, takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Boşanma davası sırasında müşterek çocuklar için hükmolunan nafaka yükümlülüğü konusundaki yabancı mahkeme kararının tenfizi isteğine ilişkin davada,Türk Medeni Kanununun 169. maddesine dayalı olarak ara karar ile hükmedilen nafakaların infazının mümkün olması sebebiyle, mahkeme kararını tenfizine karar verileceği-
Geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak haciz uygulanmasında yasaya aykırılık olmayıp, sonradan mahkemesince verilen açıklamanın, ihtiyati hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı gibi, bu tarihten önce konulmuş ihtiyati hacizleri de etkilemeyeceği-
Menfi tespit ilamında hüküm altına alınan alacağın istenebilmesi için bu kararın kesinleşmesi gerektiği-
Dava konusu bono zorunlu şekil şartlarının tamamını taşıdığından kıymetli evrak niteliğinde olduğu, davacı şirket bu bonoda avalist sıfatına sahip olduğundan, bonodan kaynaklanan sorumluluğu müteselsil sorumluluk esasına dayanmakla davacının asıl borçlu şirkete karşı takip yapılmadan kendisine takip yapılamayacağına ilişkin iddiasına itibar edilemeyeceği, -Dava konusu bononun şirketi temsile yetkili kişiler tarafından düzenlendiği mahkeme ilamıyla sabit olup, davacı şirketin senedin tanzim tarihinde kefalet ehliyetinin tam olduğunun bilirkişi incelemesiyle saptandığı bu nedenlerle davacının avalist sıfatıyla bonoyu imzaladığı dava konusu bonodan doğan borçtan sorumlu olmadığını ispatlayamadığı bu nedenle menfi tespit talebinin reddi gerekeceği-
İcra mahkemesince ihtiyati tedbir kararının infazı ile ilgili olarak icra müdürünün işlemine karşı her türlü şikayetin tedbir kararı vermiş olan mahkeme tarafından incelenmesi gerektiği kabul edilerek re’sen görevsizlik kararı verilmesinin gerekeceği-
Davacının, tüm ihtarlarına ve taşınmazdaki payını bizzat çalıştırmak istemesine rağmen davalının taşınmazı işgal ederek yararlanmasını sürdürmek suretiyle, haksız bir fiili işlemiş bulunması nedeniyle, ürün esası üzerinden bir alacağa hak kazandığının kabulünün gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.