Kredi borcuna teminat olarak düzenlenen hayat sigortası poliçe bedelini talep hakkının öncelikle dava dışı bankaya ait olup olmadığı, kredi borcunun halen devam ettiği halde davacıların poliçedeki teminat tutarından bankaya olan güncel borç miktarı çıkarıldıktan sonra kalan tazminatı talep hakları olup olmadığı hakkında-
Mahkemece aynı gün ön inceleme duruşması tamamlanıp tahkikat aşamasına geçilmiş, davalıya başka tebligat yapılmadan tahkikat aşaması tamamlanarak hüküm verilmiş olup; davalının yokluğunda hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK md. 27) aykırı olup; bozmayı gerektirdiği-
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemi-
Yoksulluk nafakasının arttırılması istemli davada; tarafların iddia ve savunmaları ile ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin bilgi ve belgenin toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilemeyeceği; bu durumda mahkemece; ön inceleme duruşması için bir gün belirleyerek tarafları davet ederek ardından duruşmada HMK 140. ve devamı maddelerini uygulayarak yargılamayı bitirmek gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilerek tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Fesih ihbarı nedeniyle tahliye ve akdin feshi istemi-
Tarafların kusur durumlarına ilişkin gerekçe belirtilmemesinin bozma sebebi olduğu-
Şikayet edilen sıra cetvelinde şikayet olunan haricinde kendisine para isabet eden alacaklılar bulunduğundan taraf teşkili sağlanmadan karar verilemeyeceği-
Davalıya dava dilekçesinin mernis adresine öncelikle mernis adresi şerhi yazılmadan tebliğ edilmesi, bu şekilde tebliğ gerçekleşmezse Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligatın yapılması gerektiğinden, dava dilekçesi tebliği usulsüz olup, davalının savunma hakkının kısıtlanlandığı-
İflas talebinin ilanına ilişkin metin içeriğinde "duruşma gün ve saatine yer verilmeden" yargılamanın sürdürülmesi ve hüküm kurulması halinde, müdahillerin adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenme hakkı kısıtlanmış olacağı-
Taraflar duruşmaya çağrılmadan, bir başka deyişle taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesinin, Anayasa’nın 36. maddesi ile düzenlenen "iddia ve savunma hakkının kullanmasına imkan tanınması ilkesi"nin doğal bir sonucu olduğu, gerçekten de savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile HMK.nun 27. maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış sayılacağının, gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda tartışmasız olarak kabul edildiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.