Boşanma davasında ön inceleme duruşması yapılmadan tahkikat aşamasına geçilip, davanın esası hakkında karar verilemeyeceği-
Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak; dava kayıt maliklerine veya paydaşlarına yöneltilerek açılması gerekeceği-
3. HD. 15.02.2016 T. E: 2015/16808, K: 1713-
Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda faiz yönünden tercihli rapor düzenlenmiş olup mahkeme kararında alacak isteminin hangi nedenler ile kabul edildiği ve hangi faiz ve oranının esas alındığı hususunda her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığının anlaşıldığı, mahkemece, yasanın aradığı anlamda ve denetime uygun gerekçeli bir kararın mevcut olmaması nedeniyle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı-
Davalıya dava dilekçesi tebligatının “Konak Köyü Halfeti/Şanlıurfa” adresine gönderildiği, gönderilen tebligatın “...Halfeti'ye bağlı böyle bir köy yoktur. Alıcı tanınmıyor.” şeklindeki şerh ile iade edildiğinin, daha sonra tebligatın “Karaotlak Mah. 8 Küme Evleri No : 47 Halfeti/Şanlıurfa” adresine çıkarılması üzerine tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığının, akabinde aynı adrese yapılan duruşma gününü bildirir tebligatın “Adreste soruldu tanınmıyor..” şerhi ile tekrar iade edildiğinin, dosya kapsamından karar öncesi bir tebligat parçasına ulaşılamadığının, karar sonrası gerekçeli kararın da doğrudan “Mernis Adresidir” denilerek “Almaşar Mah. Almaşar Sk. No: 27 Bilecik/Şanlıurfa” adresine tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davalının karar öncesi duruşmaya usulüne uygun olarak davet edildiğinden bahsedebilme olanağının bulunmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmeksizin, mahkemece dava konusu alacaklar hakkında karar verildiğinden, davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını kullanmasına imkan tanındığı ve adil bir yargılama yapılarak sonuca ulaşıldığının söylenemeyeceği-
Mahkemece; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek ve ön inceleme duruşması yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Cevap dilekçesinde herhangi bir delil (HMK. mad. 129/1-e) sunmayan ve sonradan delil gösterilebilmesi için (HMK. mad. 145. maddesinde) belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalıya delil bildirmesi için süre verilemeyeceği- TMK. mad. 181/2 uyarınca, ölen eşin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam edebilecekleri- "Bozma kararının boşanma davasına ilişkin olduğu, ancak bozma sonrası davacının ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı ve mahkemece de kabul gördüğü üzere boşanma hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen pay iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, tüm mirasçılar adına iptal ve tescile karar verilmesi istenmiş olsa bile mirasçılardan birinin başka mirasçılar adına iptal ve tescil isteğinde bulunması mümkün olmadığından davacıların kendi miras payı oranında iptal ve tescil istediğinin kabulü ile ancak dava açan mirasçılar yönünden payı oranında iptal ve tescil karar vermek gerekeceği-
Davacının dilekçesinin davalı tarafa tebliği gerekirken tebliğ edilmeden hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanarak karar verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.