Davacı, davalı ile aralarında sözlü eser sözleşmesi yapıldığını, davalının ise davacı ile aralarında sözleşme ilişkisinin kurulmadığını ileri sürdüğü, davacı aralarındaki akdi ilişkiyi kanıtlamak zorunda olup, yapılan birtakım imalatlar sebebiyle bedelin ödenmediği iddiasının müddeabihin miktarına göre senetle ispatlanması gerektiği-
Davalının babasının vefat etmeden önce borç olarak altın aldığını, bedelini ödenmediğini, davalının babasının borcuna karşılık senet verdiğini ancak senet bedelini ödemediğini ileri sürerek senet bedeli olan 7.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline-
İ. sözleşmesinin, ancak tarafların imzasını taşıyan yazılı delille kanıtlanabileceği- Yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa, HMK. mad. 202 uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Davacı ve davalılardan üçü dışında diğer taşınmaz malikleri olan davalılar ve son tapu maliki arasında yapılan taşınmaz devrinin davacıya iade etmek şartıyla inançlı temlik sebebiyle tapunun devri yapıldığına dair bu davalıların imzasını içeren yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge mevcut olmadığından, "son tapu maliki" olan davalıya, dava konusu taşınmazı satış suretiyle devir eden davalının "yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair" imzalı beyanı ancak kendisini bağlayacağı, bu davalının beyanının da son tapu maliki davalı yönünden yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge olmadığı, bu nedenle davacı ile son tapu maliki davalı arasında inançlı temlik sözleşmesinin yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamamış olduğu ve bu durumda; tapu iptal ve tescil davasının reddi ile davacının terditli tazminat talebi yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Havale evraklarında açıklama da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davalı borçlunun borç aldığını ikrar etmiş olduğu kolluktaki ifade zaptı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği-
K.li evrak iptali, menfi tespit ve istirdat davasında, davalı hakkında açılan ceza davasının Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin kararı ile zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, Ceza Mahkemesince verilen ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararının hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar olmadığı, ispat külfetinin davacılarda olduğu; davacıların asıl ve birleşen davada ileri sürdükleri itirazları usulüne uygun deliller ile kanıtlamakla yükümlü oldukları-
Süresi içinde ibraz olunmayan çekle ilgili olarak davalı (keşideci) ile ciro yoluyla çeke hamil olan davacı arasında temel ilişki bulunmadığından, uyuşmazlığın 6762 s. TTK. mad. 644 hükmü çerçevesinde değerlendirilip çözümlenmesi gerektiği, mahkemece bu yön gözden kaçırılarak "ispat külfetinin davacı hamilde olduğu, davacının açmış olduğu davanın sebepsiz zenginleşme davasının olmadığı, davanın itirazın iptali davası olduğu ve davacının temel borç ilişkisini gösterir belge ve delil sunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Zamanaşımına uğramış senede dayanarak, lehtar ile avalist arasında temel ilişki olmadığından, avalistten alacak isteminde bulunulamayacağı- Takip dayanağı bononun, zamanaşımına uğradığından yazılı delil başlangıcına dönüşeceği ve bu durumda davacı alacaklının bu belgeye ek olarak tanık dâhil başkaca deliller göstererek davasını ispat edebileceği ancak, bozma kararının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan davacıya bozmadan sonra tanık deliline dayanma ve tanık dinletme hakkı tanımayacağı- Davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olması hâlinde dahi, davanın kabulünün sadece tanık beyanında belirtilen meblağ yönünden olacağı- Takip talebinde talep edilen Euro cinsinden işlemiş faizin uygulamayacağı takip talebinde TL cinsinden gösterilen asıl alacağın sebebi gösterilmediğinden ve bu alacak ispatlanamadığından bu alacak ve bu alacağa yönelik işlemiş faizin kabul edilmesinin de hatalı olduğu- Euro cinsinden asıl alacağa Devlet bankalarının Euro mevduatına uyguladığı temerrüt faizi uygulanması gerektiği, avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğu-
Kambiyo senedine karşı borçlu olmadığına dair iddiada bulunanın ispat külfetinin davacıda olduğu,davalının imzası bulunmayan protokolün yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği ve mahkemece tanık deliline başvurulamayacağı-
Dava konusu çekler süresinde ibraz edilmediğinden, davacı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybetmiş olup, bu belgelere yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, alacağını her türlü delille ispat olanağı varsa da, davacı bu alacağını ispatlayamadığından “davanın reddine” karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmayacağı-
Çek yasal süre içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediği için, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiştir. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki var ise, çek delil başlangıcı niteliğinde olduğundan alacak her türlü delille ispatlanabilir. Temel ilişki mevcut değil ise, TTK.’ nun 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.