Davacı vekili tarafından mahkemece alınan bilirkişi raporunda alacağın daha fazla hesaplanması üzerine ilk kararda hüküm altına alınan tutar dışında kalan bakiye kısmın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali istemiyle açılan ve diğer ek davanın, mahkemesince her iki dava arasında hukukî ve fiili irtibat bulunduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilerek bu dosya arasına gönderildiği, ancak; mahkemece gerekçeli karar başlığında birleşen davaya ilişkin bilgilere yer verilmediği gibi, birleştirilen dava ile asıl davanın birbirinden bağımsız olduğu, bağımsızlığını koruyan her bir dava hakkında ayrı ayrı yargılama yapılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu- Bozmadan sonra birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Boşanma davasında, davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia bir kısım delille de doğrulanmış olduğundan, mahkemece; TMK. 405 ve HMK. mad 56/1 uyarınca davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
Kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemi-
Hazine tarafından, hazineye ait çaplı taşınmaza üçüncü şahıslarca bina yapılmış olduğu için açılan el atmanın önlenmesi ve binaların yıkılması davasında, taşınmaz, belediye sınırları içinde kalıyorsa, 775 sayılı yasa hükümleri dikkate alınarak hazinenin aktif husumet ehliyetinin kalıp kalmadığının saptanması gerektiği–
Araç kira sözleşmesi ve kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca davacı kiracı tarafından, sigortalı olan dava dışı şirkete ödenen hasar bedelinin aracın kasko sigorta şirketinden tahsili istemi ile açılan eldeki dava dosyasında, davacı kiracının taraf sıfatının bulunup bulunmadığı- Sigortalı dava dışı şirketin uğradığı zararın, davacı şirket tarafından aralarındaki araç kira sözleşmesi hükümlerine istinaden mahkeme kararı sonucu tazmin edildiği, davacının kira sözleşmesi ve kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden davalı kasko şirketinden tazminat talebinde bulunduğu uyuşmazlıkta, alacağın davacıya temliki veya devrine dair dosyada herhangi bir belge-bilgi bulunmadığı, bu durumda nispilik ilkesi ve ilgili mevzuat uyarınca davalı sigorta şirketine karşı ancak kendi akidi tarafından dava açılabileceği, davacı kiracının taraf sıfatı bulunmadığı- Taraf sıfatının yokluğunun yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerektiği-
Elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşmenin bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olduğu ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği-
Tahsis hakkı sahibinin inkar edilen imzası ile yakın tarihte atılmış, uygulamaya elverişli imzalarının ilgili yerlerden ( Bankalar, Noter, Resmi Kurumlar vd.) getirtilmesi, sözleşmedeki imza ile mukayese edilmesi ve imzanın muris tahsis hakkı sahibine ait olup olmadığının tesbiti için Adlı Tıp Kurumundan rapor alınması ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekeceği-
OLEYİS Sendikası Genel Başkanlığı adına takibin iptalini isteyen S.B. ve M.E.Ü.’ın 23.06.2009 tarihinde görevleri sona ermekle, şikayet tarihinde ilgili sendikayı temsil yetkileri bulunmadığından, mahkemece aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle şikayetin reddinin gerekeceği-
Kredi borcuna teminat olarak düzenlenen hayat sigortası poliçe bedelini talep hakkının öncelikle dava dışı bankaya ait olup olmadığı, kredi borcunun halen devam ettiği halde davacıların poliçedeki teminat tutarından bankaya olan güncel borç miktarı çıkarıldıktan sonra kalan tazminatı talep hakları olup olmadığı hakkında-
Davacı veya davalı sıfatının olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerektiği- Davacının murisine 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümleri uyarınca Samsun Belediye Encümeni tarafından tahsis işlemi yapılmış olduğundan, davanın bu davalıya karşı açılması gerektiği- Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının eldeki davada davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) bulunmadığından bu davalı hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.