İtirazın iptali davalarında borçlu, icra takibinde yaptığı itiraz sebepleri ile bağlı olmayıp yeni itiraz sebepleri de ileri sürebilir. Kira ödemelerine ilişkin olarak banka dekontlarındaki ödeme miktarları ile ait olduğu belirtilen ayların kira miktarları arasında tam bir uyum bulunmadığından bu konuda taraflar isticvap edilerek açıklayıcı bilgi alınmalı; yapılan fazla ödeme varsa dava konusu aylara mahsup edilmelidir. Davalının süresinde olmayan ve takas def’ini içeren cevap dilekçesine karşı davacı, savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olduğunu öne sürmediğine; davalı icra takibine itirazında da depozitonun takas edildiğini açıkça bildirdiğine göre, bu savunmanın üzerinde durulması gerekeceği-
Alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığı uygulamada sıklıkla görüldüğünden, davacı alacaklının, "borcun doğumunun takip dayanağı çek tanzim tarihinden önce ya da cari hesap sözleşmesinden önce gerçekleştiğini" ileri sürmesi halinde, mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmesi, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilerek senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişkinin sorulması, gerektiğinde davacı ile borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanması gerektiği-
Borçlunun "imza itirazı"nda bulunması üzerine, alcaklı vekili imza incelemesine esas olacak imza örneklerinin bulunduğu resmi mercileri beyan etmiş ve bunun üzerine, mahkemece, bildirilen ilgili yerlerden borçlunun karşılaştırma yapmaya elverişli imzalarının getirtilmesine yönelik işlem tesis edilmiş olup mahkemece, öncelikle, ilgili yerlerden getirtilen ve dosya kapsamına bulunan borçluya ait karşılaştırma yapmaya elverişli imzaların esas alınması suretiyle usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından dosyaya celbedilen imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise; borçluya İİK’nun 68a/5. maddesi uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza ve yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece yasanın öngördüğü bu usule uyulmadan doğrudan borçluya meşruhatlı davetiye gönderilerek gelmediğinden bahisle istemin reddine yönelik karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tahkikat hakimi tarafından yapılan çağrıya gelmeyenler hakkında verilen yokluk kararından sonra soruşturma gaibin yokluğunda yürüse dahi iş mahkemeye geldiğinde tarafların sözlü yargılama ve hüküm verilmesi için mahkemeye çağrılmalarının gerekeceği-
Uyuşmazlık; davacı tarafça üçüncü haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği eldeki davada, davacı yararına vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
HMK. m. 326/2'de yer alan "Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır." hükmünün; kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verildiği hâllerde, kural uyarınca davacının yargılama giderlerinin bir bölümünden sorumlu tutulmasının, taşınmazın gerçek karşılığını elde edememesine yol açabileceği gerekçesiyle anayasaya aykırı olmasından dolayı iptal edildiği-
İptâl davalarında, borçlu ile işlemde bulunan davalı -üçüncü kişilerin, "dava konusu taşınırları/taşınmazları satın alabilecek mali güce sahip olup olmadıkları"nın mahkemece araştırılması gerekeceği-
Davalının rakip firma ürünlerini satın almamayı, tanıtımını üstlenmemeyi sözleşme ile kabul ettiği halde, sözleşmeyi ihlal ederek rakip ürünleri satışa arz ettiği, reklam ürünlerini kullandığı, bu suretle sözleşme hükümlerini ihlal ettiği için karşılıksız katkı payını iade etmesi ve kararlaştırılan cezai şartı ödemesi gerektiği-
Prime esas kazancın tespiti talebiyle açılan ve bölge adliye mahkemesince işçilik alacaklarına ilişkin davada verilen kararın ispata yeterli olmadığı, yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı olmaksızın tanık beyanları ile davanın kısmen kabulüne karar verilemeyeceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilen eldeki davada davalı şirkette ithalat-ihracat müdürü olarak çalışan davacının 12.06.2010-12.12.2012 tarihleri arasında ne kadar ücret aldığına ilişkin özellikle Türkiye İstatistik Kurumundan (TÜİK) sorularak emsal ücret araştırması yapılması ve tüm deliler bir arada değerlendirilerek güçlü delil olduğu belirtilen işçilik alacakları ile ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı ve ithalat ihracat müdürünün asgari ücret ile çalışmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Yargılama, isticvabına karar verilen tarafın yokluğunda devam etmekte olsa bile, o tarafa isticvap davetiyesi gönderilebileceği- Ç.lan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıaların ikrar edilmiş sayılacağı- Davacının ... tarihinde 170.000 TL'yi "konut bedeli" açıklaması ile dava dışı A.Ş.'nin banka hesabına yatırdığı ve aynı tarihte sözleşmede 310.000 TL bedelle satıldığı belirtilen A.Ş. adına kayıtlı bağımsız bölümün tapuda davacı adına tescil edildiği hususları bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalıdan haricen devraldığı taşınmaz bedelinin 310,000 TL olduğunu ispat ettiği, davacı adına tescil edilen taşınmaz için yaptığı ödemelerin davalı tarafından kabul edilen kişinin ise anılan sözleşmeyi teyzesi olan davacı nam ve hesabına yapan ve bazı edimleri onun adına ifa eden kişi konumunda olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.