Borçlunun eşi adına yaptığı tasarrufun, borcun doğum tarihinden önce olduğu, açılan tasarrufun iptali davasının da 5 yıllık hak düşürücü süre gözetilerek açılması gerekeceği- Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde, davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasında, mahkemece yargılama giderlerinin taraflardan tapudaki hisseleri oranında alınmasına karar verilmesi ve davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilecek maktu vekalet ücretinin tapudaki payı oranında davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Kayden davacının paydaşı olduğu çekişme konusu taşınmazın 1473 m² kısmına davalı şirketin haklı ve geçerli bir nedeni olmadan müdahale ettiği saptanmak,müdahale edilen kısım üzerinden davacının payı oranında ecrimisil belirlenmek,öte yandan çekişme konusu taşınmazın tarım arazisi değil arsa vasfında olduğu anlaşılmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davası-
4. HD. 17.05.2023 T. E: 2022/2751, K: 6572
Şikayetçi borçlu tarafından her ne kadar ilamda hükmedilen maddi ve manevi tazminat alacağına işletilen faiz miktarının fahiş olduğu iddia edilmiş ise de; takip talebi ve icra emrinde talep edilen maddi ve manevi tazminat alacağı yönünden faizin başlangıç tarihi gözetildiğinde işlemiş faiz miktarında herhangi bir fazla talep olmadığı görülmekle beraber, ilamda alacaklı lehine hükmedilen vekalet ücreti alacağının ilgili yasa hükümlerine göre kararın kesinleşme tarihinde muaccel hale geleceği nazara alınarak kesinleşme tarihinden itibaren faiz hesaplaması yapılması gerekeceği-
Şikayete konu dosya hesabının, ilama uygun ve belirtilen esaslar çerçevesinde, denetime elverişli, gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hesaplama yaptırılarak, denetlenmesi gerekirken, İİK 17. madde hükmüne aykırı olarak, işlemin iptali ile hesaplama için İcra Müdürlüğüne talimat verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının, kendi adına kayıtlı nizalı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını açıklayarak tapularının iptali ile terkinine karar verilmesini istediği davada; kıyıların, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu malı niteliğinde olup; özel mülkiyete konu olmaması gerekeceği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin davada, davacı tanığı olarak dinlenilen dava konusu taşınmazın yer aldığı apartmanda kapıcı olarak görev yapan kişinin dava konusu taşınmazın tüm masraflarının ve aidatlarının davacı tarafından ödendiği, davalıları tanımadığı gibi ev sahibi olarak ödemeleri kendilerinin yapacağını da bildirmedikleri ve taşınmaz konusunda muhatabının halen davacı olduğu yönündeki beyanları, varlığı ispatlanan inançlı işlemin tarafı olan davalının bankadan çekmiş olduğu kredide davalının kardeşinin davalı lehine kefil olduğu gözetildiğinde, son kayıt malikinin durumu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olduğu-
İtirazın iptali davası olarak açılmış davanın, yargılamanın safahatında davacı tarafından alacak davası olarak ıslah edildiği, mahkemece davacının ıslah talebi üzerine HMK. 178 ve 180 maddeleri uyarınca işlem yapılmasının gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.