Dava konusu olayda, davacı avukat tarafından 2010/147 esasta görülen dava ile kamulaştırmasız el atma nedeni ile 10.000 TL. Tazminatın ödetilmesini talep ettiği ve mahkemece, 22.7.2010 tarihinde dava konusu taşınmazın davalı tarafça tapuda satın alındığından, davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilip kesinleştiği, tarafların yargılama aşamasında anlaşma yaparak davayı sonlandırdıkları, bu durumda davacı avukatın vekalet ücretini tüm davalılardan talep etmekte haklı olduğu kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken davalı bölge müdürlüğü hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmiş olmasının, usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kurum zararı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi- Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız olmayıp ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı- Davaya konu işlemleri nedeniyle davalılar hakkında açılan ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği- İtirazın iptali davasında davacının genel hükümler kapsamında ispat hakkı bulunduğu, ceza dosyası, teftiş raporu, bilirkişi incelemesi ve diğer tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre, davalıların sorumlu olduğu kanaatine varılırsa diğer takip dosyası ve hükümle tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere bir karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 24.09.2019 T. E: 2017/15589, K: 7987-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davada, aracını yolun kenarına çekerek yardıma giden sürücünün geçici süre durduğu ve bu nedenle aracın işletilme halinde olduğunun kabulü gerektiği-
Yargılama aşamasında kiracı tarafından kira borcunun ödenmiş olmasının sonucu etkilemeyeceği ve itiraz olgusunu ortadan kaldırmayacağı-
Taraflar arasındaki alacak davası-
İhya davaları, TKK m. 547''de düzenlenen ek tasfiye niteliğinde olup, mahkemece davanın kabulü ile şirketin ihyasına (ek tasfiye) karar verilmesi durumunda aynı maddenin 2. fıkrası gereğince tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerekirken tasfiye memuru atanmamasının hatalı olduğu-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Tapu kaydında arsa niteliğinde olan taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle mahkemece, hükmen tapu kaydı iptal edildiğine göre; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde ve Kanunun ilgili yönetmeliğinde belirtilen yönteme göre ve ayrıca 11/03/1983 tarih, 1983/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 17/04/1998 tarih ve 1996/3 E. - 1998/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararındaki ölçütler çerçevesinde; kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması olgusunun taşınmazın değerine olan olumlu ya da olumsuz etkilerinin, taşınmazın arsa niteliği dışında, bu hukuki niteliği yönünden de ayrıca tartışılması gerektiği- Tapu iptali tescil kararının kesinleştiği tarih yerine dava tarihine göre değer biçen yetersiz bilirkişi raporunun esas alınamayacağı-
Davacı ile davalı bayi arasında düzenlenen taahhütname başlıklı sözleşme asgari alım taahhüdüne ilişkin olup bu sözleşmelere göre kar mahrumiyeti (cezai şart) istenilebilmesi için taahhüdünün ihlal edildiği dönemden sonra ihtirazi kayıt konulması ve bundan sonra mal verilmeye devam olunması gerektiği- Bayilik sözleşmesini fesheden davacının artık fesihten sonraki dönem için de müspet zarar şeklinde olan kar mahrumiyetini de talep edemeyeceği- Taahhütnamede imzası bulunmayanın bu taahhütname kapsamındaki kar mahrumiyeti sorumluluğundan söz edilemeyeceği- Davalının garantör olarak imzasını taşıyan sözleşmede sorumluluk hükümleri düzenlenmiş ise de, garanti altına alınan borcun miktarı belli olmadığından ve belirsizliğin garantisi olmayacağından bu davalı yönünden davanın reddi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.