Davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği-
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda;  davalı arsa sahiplerine ait parsel bedeli bilahare iade edilen arsa payı ve o dönemde üzerindeki davalıya ait yapı nedeniyle davacı tarafından ödenen emlak vergisi ve fer'ileri gözetilerek asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu- Bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyeceği-
Ücret hacizlerinde, müstakbel alacakların haczedilebileceği açıkça kabul edildiğinden (İİK. mad. 83, 355, 356.); borçlunun çalıştığı kurumdan ileride emekli olması halinde alacağı emekli ikramiyesine haciz konulmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Eşine müteaddit defalar fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği anlaşılan kocanın, eşine göre daha ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi ve buna bağlı olarak kadın yararına koşulları gerçekleştiğinden Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddeleri gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ile davacı-karşı davalının bu taleplerinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği-
Uyuşmazlık; kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin eldeki asıl ve birleşen davada, mahkemece verilen ilk kararın davalı idare vekili tarafından m2 birim fiyatı yönünden, davacı vekili tarafından ise vekâlet ücretine ilişkin temyiz edildiği hususu dikkate alındığında, ilk bozma kararı öncesi tespit edilen 5.031,27 TL/m2 birim bedelinin davalı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı, buradan varılacak sonuca göre bozma kararı sonrası birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Dava dışı şirket ile yapılan bayilik sözleşmesi ve tesis edilen petrol istasyonunun mülkiyetinin ilerde davacıya bırakılacağı, ayrıca bir bedel karşılığı kiralandığı açık olup, anılan 3996 sayılı Kanunun taraflar arasında kiracılık ilişkisinin kurulmasından sonra yürürlüğe girdiği de dikkate alınarak, taraflar arasında ki hukuki ilişkinin Borçlar Kanununun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kira sözleşmesi niteliğinde olduğu-
Rücuen alacak davası-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9.maddesine göre kira tespiti davalarında mahkemece tespit olunan kira bedeli farkının bir yıllık tutarı üzerinden tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İlamda bozmadan önceki ilama yollama yapılarak daha önce lehine avukatlık ücreti takdir edildiğinden yeniden takdirine yer olmadığına ve 1/d fıkrası ile de bozmadan sonra yapılan yargılama giderlerinin davalıdan ayrıca tahsiline karar verildiği, hal böyle olunca kararının hüküm bölümünün 1/h fıkrasında belirtilen avukatlık ücreti ve 1/ı fıkrasında hüküm altına alınan yargılama gideri yönünden alacaklı tarafça borçlu aleyhine icra takibi yapılmasında bir engel olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.