HGK. 12.04.2023 T. E: 4-117, K: 311
Mahkemece; önceki rapor hükme esas alındığı halde, gerekçe bölümünde sonraki rapordaki açıklamalara yer verilmesinin çelişki oluşturduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemi-
Çekişme konusu taşınmazların davacılar ile davalı arasında paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, dava dışı paydaşların da bulunduğu 90, 129 ve 200 sayılı parsellerin tamamını davalının kullandığı saptanarak bu parseller yönünden el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle "portföy tazminatı", "ikramiye bonosu" ödenmesi talebinden kaynaklanan tazminat istemi-
Bahsi geçen kamulaştıma bedel tespiti davasında, ev bedelinden davacının payına düşen kısmın ödenmesine karar verildiği de gözönünde bulundurularak, davalıların payına isabet eden muhdesat değeri üzerinden belirlenecek nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nın 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının tapu payları gözetilerek sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Menfi tespit davasında görevli mahkemeye gerçek kişinin tacir olup olmadığının araştırılması yönünde karar verileceği-
Tanık anlatımlarından davalı adına olan ticari işlerin kocası tarafından yürütüldüğü, taşınmazı satın alan 3. kişinin davalının kocası ile ortak olduğu anlaşıldığından, üçüncü kişinin borçlunun durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabulü gerekeceği-
İki taşınmaz için müdahalenin men’i ve ecrimisil talebinde bulunulduktan sonra ıslah dilekçesi ile talep sonucu daraltılarak sadece bir taşınmaz için talepte bulunulması hallinde, talep sonucunu daraltmasının davadan "kısmi feragat" olarak kabulü ile yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması ve davalı taraf lehine reddedilen kısım yönünden yürürlükteki AAÜT gereğince vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği-
Maddi yanılgıya dayalı olarak yapılan bozmaya uyulmuş olmasının, taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı- Davanın açıldığı tarihte yürürükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 292. maddesi ile, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 202. maddesi hükmü gereğince yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgelerin bulunması halinde tanık dinletilmesinin mümkün olduğu- Davacı, "taşınmazın temlikinin inançlı işleme dayalı olduğunu, taşınmazın devrinden sonra alınan banka kredisini ödediğini" iddia ederek dosyaya bir takım banka dekont ve muhasebe fişleri ibraz etmiş, esasen evrak arasına alınan banka kayıtlarından da gerçekten de davalı tarafından alınan kredinin bir kısım taksitlerinin davacı tarafından ödendiği görülmekle, öncelikle birleşen davada, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edildiği halde, dava açılırken yalnızca talep edilen ecrimisil miktarı üzerinden harç yatırıldığı, elatmanın önlenmesi isteği bakımından yargılama aşamasında harç ikmali yapılmadığı gözetilerek birleşen dava davacısına elatma bakımından harcı tamamlanması için imkan tanınması, ondan sonra; davacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin kayıtların yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu gözetilerek, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılması, öte yandan davacının yalan yere yemin ettiği iddiası ile ilgili, davacı tarafın Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğu suç duyurusuna ilişkin evrakın da getirtilmesi, tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, yemin delilinin en son başvurulması gereken delil niteliğinde olduğu da gözetilerek, çekişme konusu taşınmazın inançlı işlem kapsamında davalıya devredildiği kanaatine varılması halinde, çekişmeye konu kredi borcunun tamamının davacı tarafından ödenip ödenmediği hususları üzerinde durularak, bu aşamada TBK.'nun 97. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, varılacak sonuç çerçevesinden asıl dava ile birleşen dava hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Yargılama sırasında keşfen belirlenen taşınmazın değeri üzerinden sadece asıl dava bakımından harç ikmali yapıldığı, birleşen dava bakımından harç ikmali yapılmadığı halde, yanılgılı değerlendirme ile asıl davada harç ikmali yapılmamış, birleşen davada harç ikmali yapılmış gibi değerlendirilerek hatalı vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.