Davaya konu edilen ve mahkemece de kabul edilen tazminatın, yargılamanın devamı sırasında ödendiği ve davanın konusuz kaldığı gözetilerek "davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi; ayrıca davalının temerrüt  tarihi ile davalı sigortacının tevdi mahalli tayini kararı gereği banka hesabına tazminatı yatırdığı tarih arasındaki dönem için temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi; davacının dava açmakta haklı olduğu ve yargılama sırasındaki ödeme ile davanın konusuz kaldığı gözetilip, HMK. mad. 331/1 gereğince yargılama giderleri ile vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerektiği-
İstirdat ve tazminat davalarında mahkemece,Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarı geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Haczin uygulandığı adresin, borçluya ödeme (icra) emrinin tebliğ adres olmaması ve bu adresin borçlularla ilgisinin kanıtlanmaması halinde, "mülkiyet karinesi"nin davası -üçüncü kişi yararına sayılacağı-
Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği- Erkeğin kusurlu davranışlarının ise eşi tarafından affedildiği, en azından hoşgörüyle karşılandığı, bu sebeple erkeğe kusur isnat edilmeyeceğinden kadının davasının reddinin gerektiği ve erkeğin kabul edilen boşanma davası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, kadının boşanma talebinin konusuz hale geldiğinden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti konularında, davadaki haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği- Boşanmaya sebep veren olaylarda kadın tam kusurlu olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerektiği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek erkek yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemeyeceği-
İİK 340 gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği- Alacaklının taahhüt tarihi ile son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanı var ise de; alacaklının takip öncesi veya icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş faizden feragat beyanının da yer almadığı bu durumda sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı- Aynı borç nedeniyle toplam tazyik hapsi miktarının 3 ayı geçemeyeceği-
Anayasa Mahkemesi'nin, evli kadının evlilik öncesi soyadını tek başına kullanabilmesine imkan veren iptal kararı-
Tecavüzün imar uygulaması ile oluştuğunun saptanması halinde çekişmeli yerin ifrazının mümkün olup olmadığının 3194 Sayılı Yasa'nın 15. ve 16. maddeleri gereğince Encümen Kararına dayalı olarak belirlenmesi gerekirken İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün 21/01/2013 tarihli yazısı ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, tecavüzün imar uygulaması sonucu oluşup oluşmadığı tespit edildikten sonra ecrimisil yönünden sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin de isabetsiz olduğu-
Davacının hiç haberi olmadan taşınmazının isim benzerliği nedeniyle başka bir kişinin borcu nedeniyle ihale ile satıldığını tahmini olarak, ihale tarihinden iki buçuk yıl sonra öğrendiği anlaşıldığına göre; davacının zararını karşılamak için icra takip hukuku anlamında başvurabileceği bir hukuki yol bulunmadığından ilgili icra memurlarının hem de tapu memurlarının olayda sorumlu olduğunu ileri sürerek tazminat davası açmada hukuka aykırılık bulunmadığı- İcra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği- Davanın hem icra memurlarının sorumluluğuna hem de tapu sicil memurlarının sorumluğuna dayandığı sabit olduğuna göre; husumetin genel bütçe içinde yer alan kamu tüzel kişilerini temsile yetkili olan Maliye Hazinesine yöneltilmesinde hukuka aykırılığın bulunmadığı- Adalet Bakanlığı ve Maliye Hazinesi'nin davacıya karşı (müteselsil tahsil istemi de bulunmadığından) müştereken olarak sorumlu olduğu-
Evlenmeden önceki fiziki rahatsızlıklara ilişkin sebeplerin ancak evliliğin iptali sebebi olabileceğinden ve ayrıca mahkemece davalı kadına yüklenen davacının çalıştığı şirketin sahibini arayarak işten ayrılmasına sebep olduğuna ilişkin kusurun da davacıdan aktarılan beyanlar olup hükme esas alınamayacağından boşanmaya karar verilemeyeceği-
Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yükleniciye isabet eden bağımsız bölümü satın alan 3. kişinin temliken tapu iptâl ve tescil talebine-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.