İtiraz edilmeyerek kesinleşen kusur durumunun, davacı lehine usuli kazanılmış hak sağlamış olduğu- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması zorunlu olup, kamu malları ile ilgili davaların aynı zamanda kamu düzeni ilkesini de içerdikleri, bu nedenle mahkemece, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından sonra oluşan yeni yasal durum dikkate alınarak, inceleme yapılıp sonuca ulaşılması gerektiğinde kuşku bulunmadığı, o halde mahkemece yapılması gereken işin; dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığı hususunda Yargıtayın ve Dairemizin yerleşik uygulamaları doğrultusunda gerekli araştırmaları yapmak üzere işin esasına girmek olması gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Mahkemece hükme esas alınan .............. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile terekenin borca batık olduğu gerekçesi ile mirasın hükmen reddine karar verilmiş ise de karar ............. Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilamı ile kaldırıldığından, mahkemece kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin hükme esas alınmasının doğru olmadığı- Sırf yargılama sırasında ölen davalı ........... mirasçılarının sunduğu mirasın reddi kararına dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesinde belirtilen usule aykırı olduğu, zira, ilgili madde hükmü gereğince en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp uygulanmayacağının düşünülmesi, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddeden davalı için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğu-
Üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesinde yazılı olan miktarın ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde arttırılamayacağı – Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, yasanın emredici kurallarına aykırılıktan kaynaklanan şikayet niteliğinde olduğundan bu şikayetin “ bir hakkın yerine getirilmemesi” ile ilgili olması nedeniyle süreye tabi olmadığı-
Davacı Hatipoğlu Enerji Tur. İnş. Ltd. Şti. tarafından davalı Beyaz Yaşam Gıda Paz. Hayv. İnş. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. aleyine İİK'nın 72. maddesine dayanılarak açılmış menfi tespit davası olup, (3) adet çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemi-
Trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı maddi tazminat istemi-
HMK m. 341/1 uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği- İhtiyati tedbir kararlarına karşı itiraz hususunun HMK'nun 394. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlendiği- İhtiyati tedbir kararlarına karşı yapılacak itirazları inceleme yetkisi ilk derece mahkemesine ait olup, HMK'nun 394/5. maddesinde de itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceğinin öngörüldüğü- Ortada ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilmiş bir mahkeme kararının bulunmadığı, bu itibarla davalı vekilinin mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf talebinin reddi ile söz konusu bu dilekçesinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi kabul edilip bu itirazla ilgili ilk derece mahkemesince HMK'nun 394. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiği-
Davacı davasını, yürürlükte bulunan yasal düzenlemelere göre görevsiz yargı yerinde açmış ise “yargı yolu bakımından görevsizliğe” dair verilecek kararla birlikte; harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden de hüküm kurulması gerekeceği, bu bakımdan mahkemece gönderme kararı verilmesi doğru olmadığı gibi yargılama giderleri ile vekalet ücretinin görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesi yönünde karar verilmesinin de doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.