Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek olmadığı, kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebileceği; fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durdurulamayacağı, ilamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkün olduğu - İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisinin olmadığı, ancak o hükmü vermiş olan mahkemece tavzih edilebileceği - Hakimin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemeyeceği - Tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hükmün sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
Kira bedeli TBK.nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, yenilenen 01.09.2012 tarihinden sonraki dönem için, kira artış oranı TBK. nın 344. maddesinde belirlenen yasal(ÜFE) artış oranını geçmediği ölçüde sözleşmedeki artış oranına itibar edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
İlamda yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verildiği- müteselsil tahsil hükmü bulunmadığı- görüldüğünden, eşit oranda sorumluluğu sağlayacak şekilde icra emri düzenlenmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
Uyuşmazlık, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir...
Davalının hisse devir sözleşmesinin aslını dosyaya ibraz ettiği ve dilekçelerinde sözleşmede yazılı olduğu üzere hisse senetlerinin muris tarafından kendisine teslim edildiğini beyan ettiği; davacının ise muristen intikal eden senetlerinin kendi zilyetliğinde olduğunu iddia ederek çok sayıda hisse senedi örneğini sunduğu davada, hisse devir sözleşmesinin 22.09.2003 tarihinde düzenlenmiş olduğu, gerek o tarihlerde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 415. maddesi, gerekse 6102 sayılı TTK'nın 489. maddesi uyarınca, hamiline yazılı pay senetlerinin devrinin, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle (teslim ile) hüküm ifade edeceği, bu durumda, her iki taraf da şirket tarafından hamiline yazılı hisse senedi çıkarıldığını ve bu senetlerin kendi ellerinde olduğunu iddia ettiğine göre, hisse senetlerinin hangi tarafın zilyetliğinde bulunduğu ve hangi sıfatla zilyet olduklarının açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Hayat sigortası ile ilgili ödemenin boşanma dava tarihinden sonra ödenmesi sebebiyle mal rejimi sona erdiğinde henüz davalının malvarlığında olmadığından tasfiyeye katılamayacağı- Terditli açılan davaların niteliği gereği ancak isteklerden biri hakkında hüküm kurulabilmekte olup, tek vekalet ücreti takdir edileceği, ancak davacının talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi halinde reddedilen miktar bakımından davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin mümkün olduğu-
Her ne kadar mahkemece bozma ilamından sonraki ıslah talebinin reddine karar vermek gerektiği, bir usul işlemi olan ıslah talebinin reddedilmesi nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmediği belirtilmiş ise de, 6100 sayılı HMK'nın 323. maddesinde yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin aynı Yasa'nın 326/1 maddesi uyarınca aleyhine hüküm verilen taraftan alınması gerektiği nazara alınarak maddi tazminat isteminin reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine nisbi vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın 08.12.2014 tarihinde borçlu tarafından değil, A.K. tarafından davalı V.G.' ye devredildiği, bu durumda borçlunun yaptığı bir tasarruf bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla esastan karar verilmesinin hatalı olduğu-
Malvarlığının veya işletmenin devralınması TBK'nun 202. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre ticari işletmenin aktif ve pasifleriyle birlikte devredilmesi gerektiği, TTK'nun 11/3. maddesine göre ise ticari işletmelerin devrine ilişkin sözleşmelerin yazılı olarak yapılması ve ayrıca ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerektiği, somut olayda belirtilen esaslar çerçevesinde yapılmış bir işletme devrinden söz edilemeyeceği ve asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararının mahkememizce yerinde olmadığı değerlendirilmiş olmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın görev nedeniyle usulden reddine, dosya görevsizlik ile asliye hukuk mahkemesinden geldiği için görev hususunun tayini hususunda dosyanın resen bölge istinaf mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesine karar verildiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.