8. HD. 11.02.2019 T. E: 2017/12644, K: 1276-
Azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde, müvekkilin avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı, avukatın bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebileceği; haksız azil halinde ise avukatın, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu- Davacı avukat ile davalıya velayeten babası tarafından ortaklığın giderilmesi davası ile ilgili olarak düzenlenen avukatlık ücret sözleşmesinin bağlayıcı olduğu ve bu kişiler arasında geçerli olduğu; buna göre azilden önce sonuçlanan ortaklığın giderilmesi davası ile ilgili olarak davalı yönünden taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davacının sadece akdi vekalet ücreti talep ettiği de dikkate alınarak gerekirse bilirkişi marifetiyle hesaplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken sadece maktu vekalet ücretine verilmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
MK’nun 1007. Maddesinde düzenlenen tazminat sorumluluğunda, illiyet bağının kesilmiş olması için, tazminat talep eden davacının veya üçüncü bir kişinin ağır kusurunun bulunması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin çıkması gerekeceği-
Davacı-davalı kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildiğine göre, reddedilen kısım üzerinden davalı-davacı koca yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Kar kaybının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve inkar tazminatının tahsili istemi-
Davacı (kadın)'ın Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası kabul edilmiş ve kendisini vekille temsil ettirmiş bulunması nedeniyle yararına hüküm altına alınan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Talep olması halinde bilirkişi tarafından belirlenen ecrimisil miktarına tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından itibaren yasal oranda faiz yürütülmesi gerekirken, mahkemece, saptanan ecrimisil bedeline dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru olmadığı-
İİK. 277 vd. göre «tasarrufun iptâli davası» açılabilmesi için, davacının davalıdaki alacağından dolayı yaptığı icra takibinin kesinleşmiş olması ve bu takip(ler) sonucu alacaklının «aciz belgesi»ne dayanması gerekirse de, davacı-alacaklı tarafından açılmış veya açılacak alacak (tazminat) davasını sonuçsuz (karşılıksız) bırakmak amacı ile kötü niyetli borçlu davalı ile diğer davalı üçüncü kişi arasında yapılmış olan danışıklı (muvazaalı) mal kaçılmaya yönelik hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptâli için de -BK. 18’e (şimdi; TBK. mad. 19) dayalı olarak- iptâl davası açılabileceği, bu davanın dinlenebilmesi için, davacı-alacaklının ayrıca «aciz belgesi» ibraz etmesine gerek bulunmadığı-
Trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
3. HD. 26.04.2016 T. E: 2015/14554, K: 6557-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.