Murisin sattığı kahvehanenin bedeli olan parayı yolculuk sırasında dava dışı şahsa “şayet yolda bir şey olursa bu parayı kardeşime(davalı) teslim et” diyerek verdiği, bilahare murisin depremde göçük altında kalarak ölmesi üzerine sözü edilen paranın davalıya teslim edildiği, ancak diğer mirasçının para üzerindeki yarı payını istediği davada, davalıya karşı gerçekleştirilen kazandırmanın, vasiyet benzeri kendine özgü bir kazandırma olup; davalının kabulünü gerektiren bir bağışlama olmadığı, ancak davacının (murisin) alacaklılarının ve saklı paylı mirasçılarının bu ivazsız ve şekilsiz kazandırmanın risklerine karşı maddi açıdan korunmaları gerektiği bilinerek, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, kabul edilen davanın bozulması gerektiği-
Bedelsiz kaldığı kanıtlanamayan bonolar yönünden, icra takiplerindeki faiz oranlarının taraflar arasındaki sözleşmeye göre hesaplanması gerektiği- Sunulan makbuzun aslında nakit ödeme yapılmadığı satış bedelinden mahsup edildiği dolayısıyla davalının herhangi bir alacağı bulunmadığı ileri sürülmüşse de bu iddia kanıtlanamadığından davanın bu gerekçeyle esastan reddi gerektiği- 
Erkeğin tanık olarak bildirdiği tarafların ortak çocuklarının beyanları, evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, yer ve zaman unsuru içermeyen, sebep ve saiki açıklanmayan soyut izahlardan ibaret olup ispatlanamayan "eşine hakaret etme" vakıasının kadına kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği-
Kurum zararının ödetilmesi istemi-
20. HD. 16.10.2019 T. E: 2017/489, K: 5949-
Yetkisizlik kararı ile gönderilen davanın, açılan ilk davanın devamı niteliğinde olup yetkisiz mahkemede dava açılması ile kazanılmış olan zamanaşımının kesilmesi, hak düşürücü sürenin korunması gibi hakların saklı tutulmuş olacağı-
Mahkemece hükmün gerekçesinde desteğin ........ TL üzerinden aylık geliri olduğunun kabulü ile hesaplamanın esas alındığı belirtilen rapor esasen ek bilirkişi raporu olup ek raporda da davacı evlatlar için kök rapordan daha düşük tazminat belirlendiği halde, mahkemece adı geçen davacılar yönünden çelişki oluşturacak şekilde ek raporun hükme esas alındığı belirtilip kök rapordaki verilere göre davalı aleyhine fazla tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
“Menfi tespit davasında tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyeceklerinin” kararlaştırılmış olması karşısında, bu şekilde davalı bankaya “hiçbir vekalet ücreti ödemeyeceği” konusunda güven verildikten sonra, davacı avukatın sulh sözleşmesine muvafakatı bulunmadığından bahisle, Avukatlık Kanununun 165. maddesine dayanarak davalı bankadan vekalet ücreti talep etmesinin dürüstlük ve iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, tazminat ile birleştirilen satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin davada birleştirilen dava yönünden dava konusu edilen tüm taşınmazlar hakkında olumlu ya da olumsuz her hangi bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.