Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı kiracıların kira bedelini ve işletme giderini gönderilen ihtara rağmen ödemediklerini belirterek 12.536,56-USD kira alacağı ile 3.988,75-TL işletme alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kiralananın tahliyesine karar verilmesini istediği; mahkemece istemin kısmen kabulü ile davalılardan H.H.in kira borcunun 2.888,96 ABD Dolar, işletme gideri borcunun 1.998,08 TL, B.Ş. in sorumlu olduğu kira borcunun 8.601,97 ABD dolar, işletme gideri borcunun talep ile bağlı kalınarak 2.000,67 TL olduğunun tespitine, karar verildiği; bu durumda davalılardan H.H.hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen reddedilen kısım ile ilgili davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı-
Davacı , O.lı döneminde kurulmuş bir vakıf olduklarını, taşınmaz edinme ehliyetleri bulunmadığı için kendilerine vakfedilen taşınmazların inançlı işlem şeklinde cemaatten birine ya da bir aziz adına kaydettiklerini, dava konusu taşınmazın da bu şekilde devredildiği, 1963 tarihinde Hazine adına tescil edildiğini, 1969 tarihinde ise Buyükşehir Belediyesi’ne kanuni devir yoluyla tescil edildiğini, taşınmazın uzun yıllardır vakfın zilyeti ve tasarrufunda olduğunu, 1986 yılına kadar emlak vergilerini ödediklerini, kadastro tespitinin usulüne uygun yapılmadığını, Lozan Muahelesine göre 06.08.1340 tarihinden sonra azınlıkların mallarına vaziyet edilmesinin hukuken mümkün olmadığını 2008 yılında 5737 sayılı kanuna geçici madde eklendiğini ve taşınmazların cemaat vakıfları tesciline imkan verildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescili ile şerhin terkini istemine ilişkin davada mevcut bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşıldığından mahalinde uzman kişilerce tekrar keşif yapılarak dava konusu taşınmazın davacı vakfın beyannamesinde bulunup bulunmadığının tereddütten uzak bir şekilde tespit edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Hükmün tavzih usulü-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemi-
Davacı-davalının ağır kusurlu olduğu belirtildiğinden, kadın lehine maddi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil-alacak davası-
8. HD. 20.03.2018 T. E: 4001, K: 9671-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1. maddesinde; "Görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, Tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez..." hükmüyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ne şekilde vekalet ücreti tayin edileceği düzenlenmiş olup, bu durumda, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı gereğince, yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretine, yine davalı tarafça yapılmış yargılama giderleri varsa bu masrafların da hüküm altına alınması gerekeceği-
Dava değerinin 229.974,94 TL. olmakla birlikte davacının davasının 13.367,57 TL. yönünden kabul edilmesi karşısında mahkemece nispi harcın hüküm altına alınan 13.367,57 TL. üzerinden hesaplanması gerekirken tam kabul gibi tüm dava değeri üzerinden alınması ve davanın reddedilen kısmının 216.607,37 TL oluşu karşısında reddedilen kısım yönünden kendisini vekille temsil eden davalılar yararına reddedilen bu miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.