Davalının askerde olduğu dönemde tedbir nafakası ile sorumlu tutulamayacağı- Boşanmanın fer'i niteliğinde bulunan maddi ve manevi tazminat, boşanma hükmünün kesinleşmesiyle muaccel hale geleceğinden, faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir...
Davalının usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek(eksik varsa temin edilerek), dosya kapsamında hükme esas alınan raporu da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınması gerektiği-Hesaplanan zarardan, davacının arkadaşının aracından yolcu olması nedeniyle %15 oranında hatır taşıması indirimi yapılmış ise de Dairemiz uygulamalarına göre bu oranın %20 olması gerektiği-Davacının hesap edilen maddi zararından öncelikle %20 hatır taşıması indirilerek, kalan miktardan da davadan önce yapılan ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesi ile ulaşılacak tazminata hükmedilmesi gerektiği- 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği-
Mahkemece, 12.12.2007 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin halen geçerli ve ayakta bulunduğu gözden kaçırılmadan ve 23.09.2008 günlü protokolde tarafların öngördükleri hükümler dikkate alınarak, uyuşmazlık konusu bakımından uzmanlığı bulunan kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyeti ile, birleşen dava yönünden gerekirse mahallinde keşifte yapılarak, rapor ve itirazları kanaat verici şekilde açıklayan ek raporda alınarak, aksine bir düzenleme bulunmadığından 23.09.2008 günlü protokolden önce yapılan ödemeler dikkate alınmadan ve yapıldığı saptanacak ödemelerin BK'nun 84. maddesi (TBK'nun 100.md.) uyarınca öncelikle borcun ferilerine mahsup edilerek, bunun yanında İcra Müdürlüğü'nün icra takibi sonucu tahsil edilen tüm miktar tespit edilerek, arsa sahibinin varsa eksik ve kusurlu işler bedeli ile gecikme tazminatından dolayı alacağının bulunup bulunmadığı incelenip, alınan raporlarda denetlendikten sonra, sonucuna uygun bir hüküm verilmesi gerektiği-
20. HD. 26.11.2019 T. E: 2017/5742, K: 6942-
İdari para cezasının bir kısmının takibe konu yapılması gerektiği, sulh ceza mahkemesinin kararı ile belirlenmiş olduğundan ve davalının da itiraz etmekte haklı olduğu kısmen kabul kararı ile anlaşıldığından, davacı taraf lehine icra inkar tazminatına, davalı lehine de haksız takip tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmediğinden, kararın bu yönden bozulması gerektiği-Davalı kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-Sulh ceza mahkemesi kararının davalıya tebliğ edildiği tarih, miktarın kesinleştiği tarih olduğundan, bu tarihten, davalı tarafından davacıya yapılan ödeme tarihine kadar geçen süre için hesaplanacak faiz yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetine konu taşınmazın tapu kaydı üzerinde banka lehine ipotek tesis edildiği görülmüş olup, ipoteğin zorunlu ipotek olup olmadığı, ipotek borcunun devam edip etmediği ve haczedilmezlik şikayetine engel olup olmadığı incelenip değerlendirilmeden bir karar verilemeyeceği- Borçlunun mutlaka aynı semtte veya aynı büyüklükte bir evde oturmasının gerekmediği-
Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu ilamsız takip dosyası üzerinden alacağın tahsili mümkün iken makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılması usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebi ile, ayrı takip yapılmaması gerekeceğ-
Zamanaşımına uğramış senede dayanarak, lehtar ile avalist arasında temel ilişki olmadığından, avalistten alacak isteminde bulunulamayacağı- Takip dayanağı bononun, zamanaşımına uğradığından yazılı delil başlangıcına dönüşeceği ve bu durumda davacı alacaklının bu belgeye ek olarak tanık dâhil başkaca deliller göstererek davasını ispat edebileceği ancak, bozma kararının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan davacıya bozmadan sonra tanık deliline dayanma ve tanık dinletme hakkı tanımayacağı- Davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olması hâlinde dahi, davanın kabulünün sadece tanık beyanında belirtilen meblağ yönünden olacağı- Takip talebinde talep edilen Euro cinsinden işlemiş faizin uygulamayacağı takip talebinde TL cinsinden gösterilen asıl alacağın sebebi gösterilmediğinden ve bu alacak ispatlanamadığından bu alacak ve bu alacağa yönelik işlemiş faizin kabul edilmesinin de hatalı olduğu- Euro cinsinden asıl alacağa Devlet bankalarının Euro mevduatına uyguladığı temerrüt faizi uygulanması gerektiği, avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğu-
Sözleşme konusu parselde davacılar dışında paydaşlar olup, bu paydaşlardan bir kısmının tapuda davalı şirkete hisse devri yaptıkları, bir kısmının ise, davalı yüklenici şirkete verdikleri noter vekaletnameleriyle; kat irtifakı tesisi, yapı ruhsatı alınması ve inşaat yapımı gibi hususlarda yetki verdikleri ve yapı ruhsatının alındığı görüldüğünden ve davacılar dışında diğer paydaşların da taşınmazda inşaat yapma iradelerinin bulunduğu nazara alındığında, dava konusu sözleşmelere katılma veya rıza vermeleri sözkonusu olacağından, sözleşmelerin geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceği, ancak fesih talep edilebileceleri ve bu durumda, mahkemece, TMK. mad. 692 uyarınca tüm paydaşların hukukunu ilgilendirdiğinden, eldeki davada, taraf olmaları zorunlu olduğundan, davada yer almayan diğer paydaşların davaya muvafakatlarının sağlanması, muvafakat vermedikleri takdirde, onlar hakkında da dava açılması için davacı tarafa süre verilmesi ve açılan davanın eldeki dava ile birleştirilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.