Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğindeki protokol hükümleri uyarınca, bayinin yıllık asgari alım taahhüdüne aykırı davrandığı iddiasına dayalı kâr mahrumiyetinin ve protokol kapsamında bayiye hibe edilen bedelin davalılardan tahsili istemi istemine ilişkindir...
İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu, davacının, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği, bu yasal nedenle iptal davasının, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı- Davacıların alacağının kesinleşmediğinden dolayısı ile davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesine göre maktu davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Çekişme konusu taşınmazın kısmen 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İ.ları Birleştirme Kararında belirtildiği anlamda kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı saptandığına göre bu olgu benimsenmek suretiyle tapu iptal ve elatmanın önlenmesi davasının kabul edilmiş olmasının yerinde olduğu-
Taşınmazın tamamının davacıya ait olduğunun kabul edilmesinde dahi tarafların serbest iradesi ile taşınmazın taraflar adına 1/2 paylı olarak tescil edilmesi sebebiyle davacının değer artış payı alacağı isteğinde bulunma imkanı olmadığı- Taşınmaz bakımından tarafların eşit katkıları da kabul edildiğinde, paylı mülkiyetteki paylar eşit bulunduğundan ve eşlerin birbirlerinden olan katılma alacağı istekleri TMK'nun 236. maddesi gereği takas edileceğinden, yine alacak hakkı doğmayacağı-
Yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin alacağa karar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülebileceği-
HMK'nun 323 ve 332. madde hükümleri uyarınca kendini vekille temsil ettiren davalı yararına reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti takdir edilmesi, davalı tarafça yapılmış yargılama gideri varsa bu hususla ilgili olarak olumlu/olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Terk sebebine dayanan boşanma davasında verilen tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm, kesinleşmiş ve zina sebebine dayanarak açılan sonraki davadaki boşanma talebinin esası konusuz kalmış olup davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmasa bile, davacı davanın açıldığı tarih itibarıyla dava açmakta haklı ise, lehine vekalet ücreti dahil yargılama giderleri takdir edilmesi gerekeceği- Ergin olmayan çocuk için, annesinin “zina” eylemine dayanan manevi tazminat isteği ve ergin olan diğer çocuğun aynı gerekçe ve sebebe dayanan manevi tazminat isteğini inceleme görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu; davaya esasen asliye mahkemesince “aile mahkemesi” sıfatıyla bakıldığına göre, bu taleple ilgili nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması halinde ayırma kararı verilerek ayrı bir esasa kaydedilip, davaya asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.