Borçlunun hatalı olarak avukatlık ücreti ve yargılama gideri ile sorumlu tutulmuş olmasının, borçlu tarafından karar bu yönden temyiz edilmiş olmadıkça, Yargıtay’ca bozma nedeni yapılamayacağı–
Her ne kadar İtiraz Hakem Heyeti tarafından TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,65 teknik faiz yöntemi esas alınmışsa da, söz konusu hesaplama yöntemi 04.12.2021 tarihli Genel Şartlar ile getirilmiş olup kaza tarihi itibari ile geçerliliğinin bulunmadığı, bu nedenle davacı için, TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, %1,65 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından progresif rant formülü kullanılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi gerekeceği- Her ne kadar dosya içindeki bilirkişi raporunda, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe atıf yaptığı gerekçesi ile çocuğun sürekli iş göremezlik oranının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre belirlendiği belirtilmiş ise de bu yönetmelik Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 18 inci maddesi ile 20.02.2019 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı için bu tarihten sonraki kazalarda bu Yönetmeliğin uygulanma imkanının kalmadığı, bu nedenle davalının usulü kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydı ile Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve eklerine göre maluliyet oranının belirlenerek karar verilmesi gerekirken yanlış yönetmelik esas alınarak hazırlanan rapora göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi uyarınca dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın 2. katındaki meskenin tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tesciline ve aynı taşınmaz bölümü üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın kadastrodan kaynaklanan maddi bir hatanın düzeltilmesi kapsamında yüz ölçümü azaltıldığı hâlde tazminat ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin AYM kararı-
Tazminat ilamında faize hükmedilmemiş olması halinde, ilam tarihinden itibaren faiz istenebileceği–
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan harca hükmedilmesine yer olmadığı-
Davacının iddiasının genel hükümlere dayalı olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde olmadığı, o halde, bu talep TMK 2. kitabından kaynaklanmadığından Aile Mahkemesi görevli olmayıp, uyuşmazlığın çözüm yerinin 6100 sayılı HMK'nun 2. maddesi uyarınca belirlenecek Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
İpoteğin kaldırılmasına istemiyle açılan davaya konu taşınmazın, davanın devamı sırasında cebri icra ile satılması halinde, dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybedeceği ve bu durumda, konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak bu durumda, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumları tespiti edilerek  yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda da bir karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davası olarak açılan davada, takip dayanağı bononun düzenlenme sebebi ile borcun doğduğu tarihin ve takibe konu alacağın gerçek olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.