Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin davada; öncelikle borçlu ve üçüncü kişinin tutması zorunlu ticari defterlerin getirtilmek veya yerinde inceleme yapmak ve ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile makine mühendisi veya maden mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden rapor alınarak, üçüncü kişinin delil olarak sunduğu teşvik belgesi ve bununla ilgili faturalar dikkate alınarak hacze konu mahcuzların Bakanlığın yatırım teşvik kapsamında edinilip edinilmediği, hacze konu mahalde yapılacak keşif ile hacze konu mahcuzlar ile teşvik belgesi ve faturaların uyumlu olup olmadığının belirlenmesi, faturaların defterde kaydının bulunup bulunmadığı, üçüncü kişi ile borçlu arasında yapılan Rödovans Sözleşmesi de dikkate alınarak hacze konu mahcuzların kimin mülkiyetinde olduğu, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında devam eden ticari ilişki olup olmadığı, davacı şirket ile dava dışı şirketler arasında yapılmış Rödovans Sözleşmesi olup olmadığı, yapılmış ise hacze konu mahcuzların kullanımının sözleşme kapsamında yer alıp almadığının belirlenmesi, öte yandan hacze konu iş makinelerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca tescile tabi araçlar olup olmadığının belirlenerek, anılan Kanun'un 22/c-2. maddesi uyarıca belirlenen makinelerin hangi tarihler arasında kimin adına kayıtlı olduğunun belirlenmesi amacıyla ilgili Ticaret Odasına müzekkere yazılarak bu hususa yönelik araştırma yapılması, tescile tabi araçların devir ve temlikinin aynı Kanun'un 20/d maddesi gereğince noterde düzenlenen sözleşme ile yapılması gerektiği ve üretici ya da ithalat yapan firmadan alınan ilk el faturasının da mülkiyet hakkının kanıtlanması açısından sahiplik belgesi olarak kabul edilmesi gerektiği hususlarının gözardı edilmemesi gerekmekte olup, belirlenen şekilde toplanan delillerin dosya içerisindeki diğer delillerle birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
"3116 Sayılı Orman Kanunu'nun 5663 sayılı Kanun'la değişik 1/e maddesine göre çıkarılan "Makilik ve Orman Sahalarının Birleştiği Yerlerde Orman Sınırlarının Tesbitine Ait Yönetmelik" ile bu Yönetmelik uyarınca kurulan maki komisyonları yasal olup yaptıkları işlemler de geçerli olup orman sınırlandırması kapsamında iken söz konusu komisyonlar tarafından makilik alan olarak belirlenen taşınmazlar hakkında, özel kanunlar gereğince oluşturulan tapulara değer verilmesinin gerekeceği-
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
Gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya borçlunun bir başkasından olan para alacağını temlik etmesinin ticari örfe dayalı geçerli bir ödeme aracı olduğu, temlik işleminin iptali için açılan davada, temlik alanın, bu temliki gerektirir nitelikte ve boyutta borçludan alacağının olup olmadığının tespiti gerektiği-
Oyak, 205 sayılı Yasayla kurulan bir kuruluş olup, amacı, tamamen kamusaldır; tetkili organları arasında, devletin, merkezi idarede yer alan, Bakan ve Üst düzey Komutan ve yetkililer dahil resmi kişiler yer almaktadır, denetim ve kendisine tanınan ayrıcalık ve muafiyetler, bir özel tüzel kişide bulunması düşünülmeyecek boyutlardadır, bu nedenledir ki Oyak, bir kamu tüzel kişisi olduğundan davacı Oyak-Renault A.Ş. dahil benzeri tüm iştiraklerin ayırımsız sosyal yardım zammından dolayı Sosyal Sigortalar Kurumuna karşı sorumlu olduklarının kabulünün gerekeceği-
Bilirkişi raporunun davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmeksizin (davalı vekili yerine dosyada vekil sıfatı bulunmayan vekiline tebliğ edilmesinin) dava konusu alacak hakkında karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
Dava dışı borçlu şirketin ödeme emrindeki adresi ve ticaret sicil memurluğu kayıtlarındaki adresinin davaya esas haczin yapıldığı adresten farklı olduğu, istihkak davası sonucunda da haciz konusu malların borçlu ile ilgisinin olmadığının kesinleştiği, yapılan haczin haksız olduğu anlaşıldığından, uygun bir miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerektiği-
Zamanaşımına uğramış kambiyo senedine dayalı olarak TTK. mad. 732 uyarınca, "sebepsiz zenginleşme" nedeniyle keşideci aleyhine; temel ilişkiye dayalı olarak ise ciranta aleyhine alacak davası açabileceği- Çek, davalı tarafından davacıya ciro edilmediğine ve davalı ile aralarında temel ilişki bulunduğu da davacı tarafından iddia ve ispat edilmediğine göre, dava konusu çeke dayalı olarak ciranta sıfatı taşıyan davalı aleyhine açılan "zamanaşımına uğramış kambiyo senedine dayalı alacak istemi"ne ilişkin davanın reddi gerekeceği-
Mahkemece, gerekçe kısmında ‘’yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden tarafların dosyadaki haklılık durumları belirlenip erişilecek sonuca göre, davacının yargılama giderleri ile karşı taraf vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerekeceği’’ belirtilmesine karşın hüküm kısmında davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedildiği, bu durumda hüküm ile gerekçe arasında çelişki olduğundan kararın bozulması gerektiği-
İstihkak davalarında alacak miktarı ile haczedilen malların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.