Dosyada bulunan ticaret sicil kayıtlarına göre ortaklık yapıları bakımından davacı şirket ile davalı borçlu şirket arasında organik bağın bulunduğunun belirlenmiş olmasına göre, mahkemece, 'davanın reddi' kararının yerinde olduğu-
Borcun doğumundan sonra borçlu şirket ortağı tarafından aynı adreste kurulan şirkete, borçlu şirketin malvarlığının devrinin danışıklı işlem olduğu-
İlk derece mahkemesince dava, 'davacının dava ehliyeti olmadığı'ndan red edilmiş olup, davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Borçlu ve üçüncü kişi şirketlerde küçük paylar ile ortak olan ve borcun doğumundan önce hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılan şirketlerin bu durumunun şirketler arasında pay ve yönetim anlamında organik bağın varlığına delil teşkil etmeyeceği-
Mahkemece, dava konusu ticari işletme rehine konu malların neler olduğu, borçlu şirket tarafından bu malların ne zaman alınarak fabrikasında kullanılmaya başlandığı, anılan malların alımından önce, satımından sonra borçlunun fabrikasındaki makinaların hangi makinalar olduğu, davalı borçlu şirket fabrikadaki tüm makinalarını sattığından dava konusu makinalar dışındaki satışların hangi makinalara ait olduğu ve ne zaman kimlere satıldığı, dava konusu satışı yapılan makinaların hangi makinalar olduğu, ticari işletme rehnine konu mallar olup olmadığı hususlarında, davalı şirketlerin kurulduğu tarihten bugüne kadar tüm ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları, dava konusu malların alım-satımına ilişkin BA/BS formaları, davalılar arasında düzenlenen dava konusu mallara ilişkin satış faturaları ve sevk irsaliyeleri, ticari defterleri, davalı 4. kişi şirketin dava konusu mallara ilişkin gümrük beyannamesi incelenmek suretiyle uzman bilirkişi heyetinden alınacak rapor sonucuna göre tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile aynı sektörde faaliyette bulunan üçüncü kişi şirketin, borcun doğumundan sonraki ve birbirine yakın tarihlerde borçluya ait on adet aracı satın almasının, İİK. nun 280/III. maddesi gereğince, borçlunun “alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bildiğini” göstereceği-
İflas kararının kesinleşmesi üzerine anılan borçlu hakkındaki takipler ve hacizler İİK’nun 193/2. maddesi uyarınca düşmesi, ayrıca, borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.