Davanın marka ve tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men'i, ref'i ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu- İlk derece mahkemesince "Ürünlere ve tanıtım evrakına el konulmasına, el konulan ürün ve tanıtım evrakının masrafı davalıdan alınarak imhasına" karar verildiğinden, bilirkişi raporunda davalının satışa konu edemeyeceği imha edilmesi gereken 1890 adet ürün dahil edilerek toplam 3390 adet ürün üzerinden yapılan hesaba göre karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İstihkak davasında temyiz kesinlik sınırının tespiti bakımından istihkak davasına konu mahcuzların değeri esas alınacağı-
Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takip konusu alacak miktarı ile tasarrufun iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan, karar tarihi itibari ile hükümün kesin nitelikte olduğu- Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi Yargıtay'ca da karar verilebileceğinden temyiz isteminin reddedileceği-
Mahkemece takip ile kesinleşen faiz oranı esas alınarak bakiye borç hesabının yapıldığı tarihe kadar olan işlemiş faizin ve diğer alacak kalemlerinin de şikayet konusu içinde kalması nedeniyle değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının iş sözleşmesi bakiye kıdem tutarının taleple bağlı 1.000 TL tutarının karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan tutarın altında kaldığı-
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 s. BK'nın 126/4. maddesi uyarınca, davacının denetim ücreti alacağı, beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu- Denetçilik görevinden haksız olarak ayrılmasına sebep olunduğundan, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olarak dava tarihinden sonraki dönemi de içerecek şekilde hüküm kurulmasının HMK. 26'ya aykırı olduğu; davacının ayrıldıktan sonra hiç bir denetim görevi yapmadığı gözetilerek belirlenecek tazminattan makul bir indirim yapılması gerektiği- 
Davacı vekili ve davalılar vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde; HMK. geçici mad. 3/2 delaletiyle HUMK. mad. 427 öngörülen kesinlik sınırının 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarıldığı- Temyize konu kararda, davacı taraf 2.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; davalılar aleyhine 400,00 TL. manevi tazminata hükmedilmiş, davacı tarafın manevi tazminat talebinin ise 1.600,00 TL'lik kısmı reddedildiği; karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, manevi tazminatın kabul ve reddolunan kısımlarının, taraflar için ayrı ayrı kesin nitelikte olduğu, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- 
Borçlunun, haczedilen taşınmazının; hâline uygun mesken olduğundan haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikâyet yolu ile talep ettiği, alacaklının da icra mahkemesinde duruşma sırasında şikâyetin reddini talep ederek şikâyete karşı koyduğu, hacze konu taşınmazın hâle uygun mesken değerinden daha fazla değerde olduğu yapılan keşifle tespit edildiğinden, şikâyetin kısmen kabulüne kabul verilmesi sonucunda alacaklının kısmen haksız çıktığı; şikâyet sonunda hükmedilecek vekâlet ücretinin de yargılama giderlerine dahil olup, şikâyet yoluna başvuran kişinin kendisini vekille temsil ettirdiği, şikâyetin kısmen kabulü nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin madde 11/3'e göre; borçlu yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, öte yandan; HMK'nın 326. maddesi uyarınca, diğer yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılmasının zorunlu olduğu, hâl böyle olunca; bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kararın verildiği 2023 tarihi itibariyle 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanması gereken 1086 sayılı Kanun'un 427 nci maddesi gereğince temyiz kesinlik sınırı 12.950,00 TL olup uyuşmazlığa konu miktar her iki taraf bakımından bu sınırın altında kaldığından, karara karşı temyiz yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı-
Alt dairesine su sızması sonucu komşusunu mağdur eden kişinin; komşusunun zararlarını karşılaması, gerekli tamiratı yaptırması ve tazminat ödemesinin gerektiği- 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın Ek 1. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlığın -değerine bakılmaksızın- sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.