İ. sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
İnanç sözleşmesinin ancak, yazılı delille kanıtlanabileceği, bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olması gerektiği- Davacının, inanç sözleşmesini açıklandığı şekilde yazılı delil ya da karşı tarafın elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile kanıtlayamadığı; ancak, davacı vekilinin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığını bildirdiği; bu durumda, mahkemece davacıya, davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılıp bu hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak HMK'nun 225. vd. maddeleri gereğince işlem yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından inançlı işleme dayalı olarak davalıya temlik edildiği gözetilerek, 818 sayılı Borçlar Kanununun 81. maddesi, ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md.97) hükmü değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar, inançlı işlem yönünden ileri sürülen iddia, yazılı bir delil ile ispat edilememiş ise de; toplanan deliller ve Sulh Ceza Mahkemesi’nin dava dosyası içeriği birlikte değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından davalıya devriyle ilgili işlemin tehdidin yarattığı korkunun etkisiyle yapıldığı, böylece ikrah yönünden ileri sürülen iddiaların sübuta erdiği-
Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar, yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklı olup, davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerektiği-
İ.lı işleme dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, ilk el durumundaki kişinin davada yer almasının sağlanması gerektiği- İ.lı işleme ilişkin tanık beyanı üzerinde durulması gerekeceği- Davacıların murisi tarafından yapılan temlikin, inançlı işlem olduğunun saptanması durumunda murisin herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığının, borcun ödenip ödenmediğinin saptanarak herhangi bir borcunun olmadığının saptanması halinde, ara malikler davalılar ile son kayıt maliki olan davalının iyiniyetli olup olmadığının, bir başka ifadeyle TMK'nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının saptanması gerektiği-
İnançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği- Taraflar arasında inançlı işlemin ispatı için yazılı bir delil yada delil başlangıcı yok ise de, davacının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma neticesinde, dava konusu taşınmazın davalıya devrinin tefecilik kapsamında olduğu belirlenerek, anılan temlik ile ilgili davalının mahkumiyetine karar verildiğine göre, Asliye Ceza Mahkemesinin taraflar arasında inançlı işlemin gerçekleştiğine dair kabulünün TBK'nın 74. maddesi kapsamında hukuk hakimini bağlayacağı- Hal böyle olunca; davada ileri sürülen inançlı işlem iddiasının sabit olduğu gözetilerek, TBK.'nın 97. maddesi gereği davacıya borç miktarını mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilmesi, bu husus yerine getirildiği takdirde bu paranın davalıya ödenmesi koşulu ile tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Taşınmazdaki hissesini kayınbiraderi davalıya deveden borçlunun bu tasarrufunun iptali ile taşınmaz üzerinde icra dosyasındaki alacağın ve fer'ilerinin tahsili amacıyla İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince davacı tarafa cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Asıl dava olan inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının ifraz (bölünme) dikkate alınmaksızın talep gibi yarı pay gözetilmek suretiyle kabulüne; karşı dava olan elatmanın önlenmesi davasının ise reddine karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, hükmüne uyulan önceki bozma kararında açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda ve "inançlı işlem" hukuki nitelendirmesi çerçevesinde inceleme yapılarak, inançlı işlemin belgesi niteliğinde yazılı delil ya da delil başlangıcı bulunup bulunmadığının araştırılması, delil başlangıcı bulunması halinde iddianın her türlü delille kanıtlanması mümkün hale geleceğinden taraf tanıklarının usulünce dinlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.