İrtifak hakkının kurulabilmesi için öncelikle, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden bu hakkın kurulmasının gerekeceği-
İflas takibinin devamı niteliğinde olduğu için, iflas davalarının, konkordato mühleti içinde duracağı-
Davacı-alacaklının açtığı hukuk davası devam ederken, davacı hakkında "iflâs kararı" verilmiş olması halinde, davada, davacının iflâs idare memurluğu vasıtasıyla temsil edilmesi gerekeceği, açılmış olan davanın "ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar" durdurulması gerekeceği
Dava devam ederken kesinleşen icra mahkemesi kararları gereğince dava konusu paranın takip dosyasına ödenmesine sebep olan icra dairesi işlemlerinin iptal edilmiş olup, davanın konusunun kalmadığı ancak davacı tarafın davasında haklı olup, haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiği, davanın esası hakkında bir karar verilmediği için icra inkar tazminatına yer olmadığı gerekçesiyle mahkemece asıl ve birleşen dava ile ilgili olarak konuşu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlu tarafından, dosya borcunun tamamı icra dairesine depo edilmiş olmakla, hacizlerin devamında bir yarar kalmayacağı- Borcun tamamının yatırılması karşısında, şikayete konu hacizlerin aşkın hale geleceği-
Konkordatonun tasdiki talebinin ilan edilmesi gerekeceği-
Davacı ile davalı borçlular arasındaki ilişkinin ticari işletme devri niteliğinde olduğundan, İİK. mad. 44 ve 818 s. BK. mad. 179 uyarınca işletmeyi devralan davacı 3. kişinin işletmenin borçlarından da sorumlu bulunduğu- İcra mahkemesince teminat karşılığı takibin durdurulmasına karar verildiğine göre, İİK. mad. 97/13 gereğince bu dava nedeniyle davacı 3. kişinin tutumu sonucu alacağın tahsili geciktiğinden davanın reddi nedeniyle alacaklı yararına dava konusu mahcuzların toplam değeri ile takip konusu toplam alacak değerinden hangisi daha az ise o değer üzerinden %40 gecikme tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Yargıtay'dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminatın, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği gibi, hacizlerin devam etmesi İİK.nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacağından hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, saptanan kesin haciz tarihlerine göre sonucundan sadece davacının yararlanacağı şekilde sıra cetvelinin düzenlenmesi için bir karar verilmesi ve yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğinin gösterilmesi gerekirken, asıl davada bozmayla oluşan kazanılmış hakları ve daha önce kesinleşen hacizlere ilişkin hakları ihlal edecek şekilde, hangi ilkelere göre düzenleneceği belirtilmeden sıra cetvelinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının «davalının borcunu süresinde ödememesi nedeniyle -bu parayı ihracat işinde kullanamamış olmasından dolayı- faizi aşan bir zarara uğradığını» ileri sürerek iflas yoluyla takip yapıp sonradan iflas davası açmış olması halinde, mahkemece davacının «zamanında tahsil edemediği parayı ihracat işinde kullanılacağına» ilişkin iddiası ile ilgili delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra munzam zararın varlığı anlaşılırsa bunun miktarı saptanıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.