Davalı devralan, 3.kişi konumunda olup İİK'nın 283/2.maddesi gereğince devrolunan taşınmazın değeri nispetinde tüm mal varlıkları ile tazminattan sorumlu olup başka bir ifadeyle takip konusu alacak miktarından sorumlu olmadığından, ihtiyati haciz karar tarihi itibariyle, henüz taşınmazın devir tarihindeki rayiç değeri belirlenmediğinden, mahkemece İİK'nın 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararının dava değeri üzerinden yatırılan teminata kaydırılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Kaldı ki tarafların yargılama süresi içerisinde taşınmazın devir tarihindeki değer tespitine göre teminata ve ihtiyati hacze yönelik talepte bulunabilecekleri-
İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği, devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkının saklı bulunduğu, hakkında başlatılan icra takibi sonucunda haczedilen malların teslim edildiği yedieminin depodaki eşya ile birlikte kaybolması nedeniyle uğradığı zararının tazminini isteyen davacının, husumeti Adalet Bakanlığı'na yöneltebileceği-
İcra Mahkemesinde, Adalet Bakanlığı'na Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ uyarınca sıra cetvelinde muhafaza bedeli kapsamında belirlenen ve öncelikle ödenen bedelin anılan tarifeye uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği denetlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Senede istinaden başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemi-
İpoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlunun sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanmasının zorunlu olduğu-
Depo emrine ilişkin ara kararının temyiz edilemeyeceği—
Bozma kararı ile ilk hükmün hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirdiği; bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hükmün yeni bir hüküm olduğu; bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği; mahkemece bu husus gözetilmeden, "tazminat konusunda verilen kararın Yargıtayca onanmış ve kesinleşmiş olduğundan, yeniden hüküm kurulmasına gerek olmadığına" şeklinde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Banka, 3167 sayılı Kanun uyarınca ödemek zorunda olduğu asgari tutarı ödemesi halinde, ödediği meblağın tahsili için borçlu aleyhine takip yapabilir. Banka, sözleşmesinde hüküm bulunması nedeni ile ödeme yapmamasına rağmen, ödemekle yükümlü olduğu kısmın depo edilmesini talep edebilir. Ancak bu durumda davalı borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği-
Her ne kadar müteselsil kefil olan davacı tarafından ipoteğin kaldırılması talep edilmiş ise de ipotek taşınmaza bağlı bir borç olduğundan ancak taşınmaz malikleri tarafından ipotek lehtarına husumet yöneltilerek ipoteğin kaldırılmasının istenebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.