Davaya konu, davalıdan istenen aidat miktarı ve faiz oranı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davalı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranı TBK'nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yılık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Kural olarak, intifadan men edilmedikçe paydaşların birbirlerinden ecrimisil isteyemeyecekleri; intifadan men koşulunun gerçekleşmesinin de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlı olması gerekeceği-
Davalının hazırlık soruşturmasında, poliste verdiği beyanı maddi vakıanın kabulü niteliğinde olduğundan, davacının inançlı işleme dair iddiasını ispat ettiği, başka bir delile gerek kalmadığı, davalının eda ettiği yeminin ise sonuca etkili olmayacağı- Davalı tarafından bankadan alınan kredinin şirket işlerinde kullanıldığı iddia edildiğine göre, bu krediden ne kadar oranda davacının sorumlu olduğunun tespit edilmesi, belirlenen miktarın TBK. mad. 97 gereğince mahkeme veznesine depo edilmesi için davacıya önel verilmesi, depo edilirse tapu kaydının iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesi, açıklandığı şekilde belirlenen bedelin depo edilmemesi halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ariyet sözleşmesine dayanılarak istihkak iddiasında bulunulamayacağı- Davacı üçüncü kişi, dava dışı şirket ve borçlu şirketin ticari defter ve kayıtları ile tarafların sunduğu fatura, sevk irsaliyesi, sözleşmelere ilişkin tüm kayıtların getirtilerek davacı üçüncü kişi, dava dışı şirket ile haciz mahallinin bir kısmının kullanımı için kira sözleşmesi ile depolama sözleşmesi yaptığını iddia etmiş olduğundan anılan sözleşmelerin gerçekliğinin belirlenmesi açısından kira bedeli ve depolama hizmet bedeli fatura ve varsa ödemelerinin defter kayıtlarında yer alıp almadığının araştırılması; mahcuzlar bakımından ise dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporunun sadece stok durumu nazara alınarak düzenlendiği anlaşıldığından, davacı tarafından sunulan fatura ve sevk irsaliyelerinin ticari defter kayıtlarında yer alıp almadığı, mahcuzların fatura ve sevk irsaliyeleri ile uyumlu olup olmadığı, davacı üçüncü kişi ile borçlu ve dava dışı şirket arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı hususlarının belirlenmesi için bilirkişi raporu düzenlettirilmesi, ayrıca taraflarca dava ve cevap dilekçesi ile birlikte tanık deliline dayanıldığı, davalı alacaklı tarafından cevap dilekçesinde isim ve adresleri bildirilen tanıkların dinlenip karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali, tescil ve alacak davası bozma ilamına uyularak-
Hastaya daha hızlı müdahale edilebilmesi gayesiyle dahi olsa, kendisinin oluşturduğu sistemden kan temin eden davalı hastanenin azami seviye özen ve dikkat yükümlülüğü nedir?
Y.li olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak «depo kararı» verilemeyeceği—
Davacı tarafından karar düzeltim aşamasında aktin feshi dosyasına sunulan kamu borçlusuna paranın iade edildiği yönündeki belge ibraz edildiğinden, bozma kararının dayanağının bulunmadığı anlaşılmakla usul ve yasaya uygun hükmün onanması gerektiği-
10.06.2010 tarihinde meydana gelen aşırı yağışa bağlı olarak kanalizasyon sisteminin yeterli gelmesi nedeniyle tahliye olamayan sel sularının sigortalı davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan alışveriş merkezi niteliğindeki işyerine sızarak deposundaki gıda, vs benzeri malzemelerin ıslanarak zarar görmesine neden olduğu, 2560 sayılı Yasanın 25. maddesinde açıkça belirtildiği üzere yağmur (sel) sularının tahliyesi, ile ilgili görev davalı İSKİ'ye verildiğinden davanın illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle İSKİ yönünden reddinin doğru olmadığı-
Borçlu tarafından, dosya borcunun, asıl alacak ve fer'ileri ile birlikte tamamı icra dairesine depo edilmiş olması ve verilen tehiri icra kararı üzerine de takip durması ile mahkemece, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.