Haciz esnasında borçlu şirket yetkilisi hazırsa da, haciz adresinin üçüncü kişinin yönetim kurulu başkanı olduğu dava dışı şirketin merkez adresi olduğu, üçüncü kişi tarafından borçlu şirket yetkilisi ve dava dışı kiracı aleyhine yapılan suç duyurusu üzerine ceza dosyasında savunması alınan borçlu şirket yetkilisinin "diğer sanığı tanıdığını, borçlu olduğu firmanın kendisini çağırdığını, bu malları sakladığını iddia ettiklerini, kendisinin buna karşı çıktığını, sadece mahcuzların üzerinde ... markası yazılı olduğu için icra müdürüne bu malların onların malı olduğunu söylediğini", dava dışı kiracının ise savunmasında, "üçüncü kişinin deposunu kiraladığını, kiraya karşılık bir miktar mal bıraktığını" beyan ettiği, yine alacaklı tarafça açıkça karşı koyulmadığı üzere haciz adresi deponun dava dışı şirketin giriş katında olup, kamyonların mal alıp boşalttıkları büyük bir kapısının olduğu anlaşıldığından, haciz adresinin yapısı ve borçlu şirket yetkilisinin ceza dosyasında alınan savunmasında borçlusu olduğu firmanın çağrısı üzerine haciz adresine gittiği beyanı birlikte nazara alındığında borçlu şirket yetkilisinin haciz esnasında hazır olmasının tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, somut olayda mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup davanın İİK m. 96 gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalıdan sigortalı işyerinin bulunduğu adreste kombine kanal temizleme aracıyla müdahale ettiği tıkanıklık giderme çalışmalarına ilişkin evraklar, Büyükşehir Belediyesi'nden sorumluluklarında olduğu iddia edilen yerde hasar tarihinde çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin yazı cevapları ve gerekirse M.oroloji İl Müdürlüğü'nden sigortalı işyerinin bulunduğu ilçedeki olay tarihini kapsayan döneme ilişkin yağış kayıtları getirtilerek, konusunda uzman bilirkişi heyetinden çelişkilerin giderildiği rapor alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Önalım hakkına konu davada muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşfin tek başına yeterli delil oluşturmayacağı-
Projesinde, "konkordatodan etkilenen adi alacaklıların, adi alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına" yer verilen konkordatonun 'tenzilat konkordatosu' örneği olduğu- İİK 308/c-III uyarınca, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacaklarının tasdik edilen konkordatodan etkilenmediği de dikkate alındığında, adi alacaklıların faiz gibi bir kısım alacaklarında tenzilat yapılması, tasdik edilen konkordato projesinde alacaklılar arasında eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluşturmadığı- Talep eden şirketin faaliyetlerine, adi ve rehinli alacaklılarla yaptığı anlaşmalar uyarınca ödemelerine devam ettiği, kefil olduğu grup şirketlerinin de ayrıca konkordato talep ettiği, konkordato projelerinin tasdik edildiği, bu şirketlerin de ödemelerine devam ettiği anlaşılmakla, "tasdik edilen projenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu" gerekçesiyle "konkordato tasdik talebinin reddiyle talep eden şirketin iflâsına karar verilmesinin" yerinde olmadığı-
Borçlu şirket tarafından sunulan ön proje, komiser heyetinin tavsiyeleri, bu kapsamda yapılan değişiklikler, revize proje bir arada değerlendirildiğinde; yasal düzenleme uyarınca alacaklılar yönünden teklif edilen tutarın, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması koşullarının tamamı gerçekleşmiş olup mahkemenin "konkordatonun tasdiki" kararının yerinde olduğu- İtiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri- Hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ise de; konkordato tasdiki yargılamasına ilişkin İİK 285 vd maddelerinde belirlenen prosedür gereğince, üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı mevcut olmayıp, ancak anılan usul gereğince hareket etme olanağı bulunduğu-
Davaya konu 29.06.1996 günü imzalanan kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın dayanağını oluşturan teminat mektupları süresiz olup, davacı banka hesabı 15.05.2013 tarihli ihtarname ile kat ettiğinden zamanaşımı süresinin kat tarihinden itibaren başlayacağı, sözleşme tarihinden başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı dâhili davalının payını kötüniyetle aldığı iddiasını kanıtlayamamış olduğundan tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım hakkının kullanılıp kullanılmayacağı sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde önalım bedelinin depo edilmesi için imkân ve uygun süre verildikten sonra oluşan duruma göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İpotek alacaklısı "ipoteğin günümüz koşullarına göre uyarlanması gerektiği, bu doğrultuda yapılacak hesaplamaya göre ipotek bedelinin depo edilebileceği" iddiasıyla depo edilen ipotek bedeline itiraz ettiğinden, ihtilafın çözümlenmesi yargılama yapılmasını zorunlu hale getirdiği ve bu nedenle icra mahkemesinden ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceği-
E.tmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat istemlerine ilişkin açılan davada, taraflar arasındaki çekişmenin, davalı tarafından kullanılan deponun davacıların maliki olduğu bağımsız bölümün eklentisi olup olmadığı, hangi deponun nerede olduğunun belirlenmesi noktasında toplandığı- Mahkemece kendi içinde çelişen raporlardan birine itibar edilerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğundan, yerinde yeniden keşif yapılarak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığı ile binanın tasdikli projesi uygulanmak sureti ile çekişmeli deponun 49 nolu depo olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gibi, davalı yargılama aşamasında depoyu boşalttığını bildirdiği halde, davalının kullanımındaki depo 49 nolu depo ise elatmanın önlenmesi istemi yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği- 
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmemiş olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.