Eser sözleşmesi gereği kesilen nakdi teminatın iadesi istemi- Fesih ve İbra Protokolünde nakti teminatın ya da nakti teminat yerine verilecek teminat mektubunun bir sene sonra iade edileceğinin düzenlenmediği-  Nakti teminatın, davacı çalışanlarının işçilik hakkı alacaklarını davalıdan talep etmelerine karşılık davalıda kalmasına karar verildiği anlaşılmış olup taraflar arasında aktedilen sözleşme, karşılıklı mutabakat ile feshedildiğinden sözleşme maddelerine göre inceleme yapılmaması ve protokolün esas alınması gerektiği- Davalı, davacının işçilerinin kendilerine dava açtıklarını, belirli ödemeler yapıldığını ve derdest davalar olduğunu, davacı ise davalı tarafından sunulan dosyalardaki çalışanların sigortalı çalışanları olmadığını ileri sürmesine rağmen mahkemece, nakti teminatın iade edilmemesi nedeni olarak gösterilen dosyalar celp edilerek belirtilen dosyalardaki işçilerin davacı çalışanı olup olmadığı, davacı çalışanı ise davaların iş bu dava konusu sözleşme kapsamındaki işçilik alacakları için açılıp açılmadığı, davacı çalışanları ve dava konusu sözleşme kapsamında açılan davalar ise ödenen bedelin ne kadar olduğu araştırılmadan sözleşme ve fesih protokolündeki teminatın iade şartları oluşmadığı, zamanaşımı süresince de işçilerin davalar açabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece davalının delil olarak sunduğu dava ve icra dosyalarının aslının ya da onaylı örneklerinin celp edilerek, dosyalardaki kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı, işçilerin nakti teminat kapsamındaki dava konusu sözleşmeye yönelik işteki alacakları için dava açıp açmadıkları araştırılıp davacı çalışanı değilse ya da dava konusu sözleşme kapsamındaki işçilik alacağı için açılan bir dava yok ise davanın kabulüne, davacı çalışanı ise ve dava konusu sözleşmeden kaynaklı açılmış kesinleşen ve derdest dosyalar var ise hep birlikte değerlendirilip davalının iade etmesi gereken nakdi teminat olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda taşınmazın sadece asıl borçlunun sorumluluğunun teminatı için ipotek verildiği dikkate alınarak, kefil yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin koşullarının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davanın görüldüğü sırada davalı şirketin terkin edildiği, bu durumda davalı şirketin ihyası ile ek tasfiye için Ticaret Siciline tescili sağlanıp davaya devam edilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden verilen kararın onanmasının doğru olmadığı-
4. HD. 24.04.2023 T. E: 2021/26744, K: 5517
İcra mahkemesine yapılan şikayet tarihinden sonra, icra dosyasında icra müdürlüğünce yeniden dosya hesabının yapıldığı- Mahkemece, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali, tescil ve itirazın iptali isteminde, tarafların delilleri değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
11. HD. 25.04.2016 T. E: 2015/9574, K: 4614-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
4. HD. 29.05.2023 T. E: 2022/2240, K: 7102
İptal davasının hukuki niteliği itibariyle dava konusu malın aynına ilişkin olmayıp, şahsi bir dava olduğu, bunun doğal sonucu olarak da dava ve tasarrufa konu mal devir alanın mal varlığından çıkartılarak borçlunun mal varlığına iade edilmeyeceği; sadece alacaklıya malın bedelinden alacağını alma imkanı sağlayacağı- İptal davasının amacının, İİK-277. ve devamı maddelerinde öngörüldüğü gibi borçlunun mevcudunu azaltmaya yönelik tasarruflarını iptal ettirmek olduğu- İİK.nun 283. maddesi hükmüne göre iptal davasının konusu taşınmaz mal olduğu takdirde, davalı 3. şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan bu taşınmazın haciz ve satışı istenebileceği- Aciz nedenine dayalı tasarrufun iptali davasında davalı 3. kişinin aciz belgesine dayanan alacağın gerçekte olmadığını iddia ve ispat edebileceğ, çünkü dava şartlarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması gerektiği- Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatının çözümlenmesi gerektiği, bu nedenledir ki 3. kişi davalının borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının mahkemece incelenmesi gerektiği- Tasarruf iptali davalarında davacının gerçekten alacaklı olmadığına ilişkin 3. kişilerce ileri sürülen savunmanın bu davalarda tartışılamayacağına ilişkin düşüncenin kabulüne olanak bulunmayıp, bu düşüncenin; hukukun temel ilkelerinden olan, iki kişinin 3. kişi aleyhine açık veya zımni biçimde anlaşmasının 3. kişiyi bağlamayacağı prensibine de aykırı olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.