İcra takibinin asıl borçlu aleyhine açılması esas olmakla birlikte takip sonunda 3.kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceğinden ipotek veren 3.kişi ile asıl borçluya birlikte takip zorunluluğu bulunup, sadece asıl borçlu hakkında takip yapılıp daha sonra da ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesinin mümkün olduğu-
Mahkemece bozma ilamına uyularak bilirkişi raporuna itibar edilmişse de; davacılar tarafından itiraz edilen ödeme dekontlarının muris S.’ın kasasından çıktığını ifade ettikleri, kural olarak dekont elinde bulunanın ödeme yapmış olduğu kabul edilmekle dekontların ne suretle S.’ın elinde bulunduğu tespit edildikten sonra bilirkişiden ek rapor alınarak yapılan ödemelerin açıkça belirlenmesi ve kalan kısım var ise BK’nın 97. maddesi gereği davacının ödeyeceği kısım belirlenerek depo kararı verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekeceği-
Mevcut borca karşılık yeni alacak senetleri verilmesinin itfa sayılmayacağı-
İ. sözleşmesine konu taşınmazın belirlenen tarımsal niteliğinin tarım ve köyişleri bakanlığı il veya ilçe müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi, yapılacak araştırmaların sonucuna göre satışa konu payın, arazinin büyüklüğü itibariyle belirlenen tarımsal niteliğine göre satışının mümkün olmadığının anlaşılması halinde tapu iptali ve tescil davasının reddine, aksi halde kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
“Takip talebinde borçludan istenen işlemiş faiz miktarı” açıkça belirtilmiş olduğundan, ayrıca faizin başlangıç tarihi açıklanmamış ise de, takip talebinde dayanak bonoların vade tarihleri yazılmış ve bono örnekleri de takip talebi ekinde icra dairesine sunulmuş olduğundan, faizin “bononun vade tarihinden başlayacağı” doğal olduğundan, basit bir hesaplama ile de faiz oranı bulunabileceği gibi, bu eksikliğin her zaman alacaklıya da tamamlattırılması mümkün olduğundan, bu yöne ilişkin borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Müteselsil borçlu ve kefillere alacaklının takipte bulunabilmesi, TBK. mad. 586 ile düzenlenmiş olup buna göre kefiller lehine getirilen hükümlerden, sözleşme ile önceden feragat etmenin imkanı bulunmadığından, ayrıca, asıl borçluya çıkarılan kat ihtarının henüz ihtiyati haciz talep tarihinde ihtiyati hacze itiraz eden/borçluya tebliğ edilmediği de nazara alındığında, mahkemece, muteriz borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi doğru olmayıp bu yoldaki mümeyyiz borçlunun itirazlarının kabulüyle, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekeceği-
Bankaya hem «tahsil» hem «teminat» sözcükleriyle yapılan cironun gerçek niteliği araştırılmadan uyuşmazlığın çözümlenemeyeceği—
Davalı bankanın takibe konu yaptığı alacağının dayanağı kambiyo senedi olup, banka bu senedin kredi borcu için verildiğini savunduğundan, davacı yanın bu senedin kendi imzasını taşıyan kredi sözleşmesinin kefaletinin teminatı olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.